Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

YALNIZ TEŞHİS DEĞİL, TEDAVİ DE EDİYORUZ


Hastanenin en önemli bölümlerinden birinde görev yaparak, birçok hastalığın tanısından tutun da tedavisine kadar olan sürecinde anahtar role sahip, perde arkasında kalmış, kahraman hekimlerdir radyologlar.

Bu hekimlerin başarılarını mercek altına aldığımız bu ayki sayımızda, konuğumuz Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı Başkan Vekili Prof. Dr. H. Ayhan ÖZKUR oldu.

Modern tıpta, birçok hastalığın erken tanısı için radyolojik tetkikler önem taşımaktadır. Yakın gelecekte daha özgün tanı verisi sağlayan cihazlarla tanışacağız. Moleküler düzeyde görüntüler üretilerek kanser odaklarının çok daha erken süreçte tanımlanabilmesi mümkün olacak.

Radyoloji deyince akla hep teşhis (diagnostik) aşaması geliyor ama bu doğru değil. İşin teşhisten sonra girişimsel radyoloji ile tedavi aşaması da var. Damar tıkanıklıklarını açmak, anevrizma tedavisi, kanamaları durdurmak, tümör embolizasyonu girişimsel radyolojinin yapabileceklerinden sadece birkaçı olduğunu belirten Dr. ÖZKUR' la gerçekleştirdiğimiz o keyifli röportajın geri kalanıyla sizlerleyiz…

 

Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Antakya’da 1965 yılında doğdum. İlk, orta ve lise eğitimimi Antakya’da tamamladım. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1989 yılında mezun oldum. Yaklaşık dört yıl Şırnak Uludere’de ve Antakya’da sağlık ocağında hekimlik yaptım. Gaziantep Üniversitesi Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda ise 1994 yılında görev yapmaya başladım. Prof. Dr. Metin Bayram ve Prof. Dr. Reşat Kervancıoğlu hocalarımızın gözetiminde 1998 yılında ihtisasımı tamamladım. Akademik kariyerime yine GAÜN Hastanesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda devam ettim. Ankara Üniversitesi’nde Renkli Doppler ultrasonografi eğitimi alarak, bölümümüzde Renkli Doppler Ultrasonografi Ünitesi’nin kurulmasını sağladım. Hala aynı bölümde nonvasküler- girişimsel işlemlerden sorumlu öğretim üyesi olarak çalışmaktayım.

 

Radyolog olmanın farkı nedir?

Radyoloji, özellikle bilgisayar teknolojisinin ilerlemesine paralel olarak büyüyüp gelişen bölümlerden bir tanesidir. Bu en önemli avantajımızdır. Ancak çoğu görüntüleme yönteminde iyonizan radyasyon kullanıyor olmamız dezavantajımızdır.  Ultrasonografi ve MR dışındaki tüm radyolojik görüntüleme yöntemlerinde (konvansiyonel ve dijital radyografi, BT, DSA, floroskopi ve mamografi) X-ışını kullanılıyor. Uygun koruyucu önlemler ile radyoloji çalışanlarının almış olduğu radyasyon dozu azaltılabilmekte ve kişisel dozimetriler ile TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) tarafından her ay düzenli olarak ölçülüp kontrol edilmektedir. Klinikte teşhis aşamasında anahtar role sahip olmamız ve bilgisayar teknolojisiyle gelişen cihazları, hastalıkları saptamada kullanmamız çok önemli. Yeni geliştirilen görüntüleme yöntemlerinin öğrenilmesi ve kendimizi sürekli geliştirmek zorunda olmamız dinamizmimizi arttırmaktadır.  Ayrıca cerrahi işlemler gittikçe azalmaya başladı. Bunda radyolojinin rolü çok büyüktür. Girişimsel radyolojiyle çoğu hastalıkta, hastaya herhangi bir kesi uygulamadan, çok ince bir iğneyle tedavi imkânı sağlıyoruz. Böylece hem hastalık tanısı koyuyor hem de bazı hastalıklarda tedavi imkânı sunuyoruz.

 

 

Radyoloji alanında deneyimli bir akademisyen olarak mesleğe ilk başladığınız günlerle bugünü karşılaştırabilir misiniz? Ne tür farklar görüyorsunuz?

Eski jenerasyon ve yeni jenerasyon radyoloji uzmanları arasında bilgi birikimi açısından önemli farklar olduğunu düşünüyorum.  Bölümde göreve başladığım ilk zamanlar röntgen, ultrasonografi vardı. Renkli ultrasonografi yeni gelişmekteydi. Radyografide dijital sistemlere geçildi, siyah beyaz ultrasonografi önce renklendi ve damar yapılarını ilaç kullanmadan görmemizi sağladı. Şimdi ise elastografi denilen ultrasonografik incelemelerle tümöral yapıların iyi veya kötü huylu olup olmadığını  (benign-malign) söyleyebiliyoruz.  Özellikle MR alanında yapılan çalışmalar ve gelişmelerle sadece anatomiyi görüntülememizin yanı sıra artık fonksiyonu da görüntülüyoruz. MR cihazıyla yapabileceklerimiz sonsuz gibi görünüyor. Vücudun her yerini en ince detayına kadar görmek, hatta fonksiyon görüntülemek mümkün. Beyindeki yolakları, kalp içerisindeki bütün detayı hareketli ortamda görüntülemek imkan dâhilinde oluyor.

 

Radyolojik Yöntemler Nelerdir? 3 Tesla MR’ dan bahseder misiniz? Ne zamandır kullanıyorsunuz?

Kardiyak MR incelemeleriyle kalbi bütün detayıyla hatta hareketli olarak incelemek mümkün. Perfüzyon incelemeleri ile stroke hastalarında penumbra denilen tedavi edilebilecek beyin dokusu varlığını saptamak mümkün. MR cihazları ile beyin dokusunun anatomik ve  ultrastrüktürel görüntülemesini yapabilmekte bu sayede beyindeki nörolojik yolları görüntülemek mümkün olmaktadır. 'Fiber tractography ' adı verilen bu yeni ve ileri uygulama ile özellikle beyin sapında gelişen tümörlere emniyetli cerrahi yaklaşımda bulunulabilmektedir.

Fonksiyonel MR adı verilen bir teknik ile beyindeki birçok merkez fonksiyonel özellikleri ile görüntülenebilmekte ve cerrahi işlemler sırasında istenmeyen hasarların oluşması önlenebilmektedir.  Spektroskopi dediğimiz MR inceleme yöntemimiz de ise MR cihazı biyokimya laboratuvarı gibi kullanılıyor. Beyindeki istediğimiz hacim alanında bazı metabolit miktarlarını değerlendirerek, biyopsi yapmadan kitlelerin patolojik tanısına ulaşmaya çalışıyoruz.

3 Tesla MR’ı yaklaşık olarak bir buçuk yıldır, 1,5 Tesla cihazı ise yaklaşık 15 yıldır kullanıyoruz.

 

Ekibinizden biraz bahseder misiniz? Bölgede yegâne olduğunuz bir hizmetiniz var mı?

Prof. Dr. Selim Kervancıoğlu, Doç. Dr. Ahmet Mete, Yrd. Doç. Dr. Feyza Yılmaz ve Yrd. Doç. Dr. Hale Er ve benimle birlikte 5 kişilik bir ekibiz. Uzmanlığa hazırladığımız 11 asistanımız ve 75 kişilik teknisyen ekibimiz, sekreterlerimiz ve görevli personellerimiz var. Yani bölüm olarak küçük bir hastane gibiyiz.  Bölümün bugünlere gelmesinde kurucumuz Prof. Dr. Metin Bayram’ın çok büyük katkısı ve emeği var. Bölüm ilk açıldığında, burada sadece bir ultrasonografi ve röntgen cihazı vardı. Bu cihaz parkına ulaşmamızda Prof. Dr. M. Metin Bayram ve Prof. Dr. Reşat Kervancıoğlu hocalarımızın büyük emekleri olmuştur.

Girişimsel radyoloji, şehrimizde diğer hastanelerde yapılmıyor. Burada hem vasküler hem de nonvasküler girişimsel işlemler yapılıyor.  Endovasküler tedaviler, Prof. Dr. Selim Kervancıoğlu tarafından yapılmaktadır. Bölümümüzde yaklaşık 15 yıldır beyin damarlarından ayağa kadar vücudun her yerindeki vasküler hastalıklar, endovasküler yolla başarıyla tedavi edilmektedir. Karotis arter darlıklarının stentleme ile tedavisinde Türkiye'deki en geniş serilerden birine sahibiz. Akut inme, serebral anevrizma ve AVM gibi beyin vasküler hastalıkları bölümümüzde tedavi edilmiştir. Ayrıca diğer vücut bölgelerindeki darlık, oklüzyon, anevrizma, AVM, AVF, iyi veya kötü huylu tümörler, vb. birçok vasküler hastalık tedavi edilmektedir. Çevre illerde değişik branşlardan ve 112 acil üzerinden çok sayıda hasta, bölümümüze yönlendirilmektedir. Özellikle böbrek ve mezenterik damarlar gibi değişik damarların akut trombozlarında; akciğer, üriner ve gastrointestinal sistem kanamalarında hayat kurtarıcı acil endovasküler tedaviler yapılmaktadır. Torasik ve abdominal aorta anevrizmaları klasik yöntem dışında, komplike olgularda çok az sayıda merkezde uygulanan Chimney tekniği gibi özel yöntemlerle tedavi edilmektedir. Tümör tedavisinde kemoembolizasyon ve radyoembolizasyon ile bölgemizde referans hastane durumundayız. Bölümümüz karaciğer tümörü tedavisinde Türkiye'de radyoembolizasyon yapılan az sayıdaki merkezlerden biridir. Son birkaç yılda dünyada gündeme gelen, Türkiye'de henüz tanınmayan ve ancak birkaç merkezde yapılabilen benign prostat hiperplazisinde endovasküler tedaviyi Türkiye'de uygulamaya başlayan ilk merkez veya ilk 2 merkezden biriyiz. Ayrıca retrograd olarak üriner sisteme DJ kateter yerleştirilemeyen kanserli hastalarda antegrad yolla DJ kateter uygulaması yapan nadir merkezlerden biriyiz. 

 

 

Radyologlar perde arkasında kalan oysaki anahtar role sahip olan hekimlerdir. Bu konuyla alakalı neler söylemek istersiniz?

Aslında radyoloji ünitesi hastanenin en önemli bölümlerinden bir tanesidir. Hastaneyi huni şeklinde düşünürsek biz çıkış kısmında bulunuyoruz.  Yani tanısal anlamda hastaların birçoğu radyolojiden geçmek zorunda kalıyor. Radyoloji bölümü ne kadar efektif çalışırsa hastane de o kadar iyi çalışmış olur.

 

İleriye yönelik hedefleriniz, projeleriniz nelerdir?

Teknoloji ve bilgisayar geliştiği için görüntüleme de sürekli gelişiyor. Bu gelişmelere ayak uydurmak için dinamik ekip ruhuyla her türlü yeniliği içimize katmaya çalışıyoruz. Bu sebeple sürekli eğitimlerimizi yeniliyoruz. Eksikliklerimizi gidermeye çalışıyoruz. Görüntüleme ve tedavi alanında yeni gelişmeleri bölümümüze katmak, eskiyen cihaz parkımızı güncellemek ve yeni teknolojiyi hastanemize kazandırmak en önemli hedefimiz.