Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

VİCDAN ADALETİ


Bir zamanlar hepimizin sahip olduğu bir şey vardı; zamanla tükendi, tükettik. Şimdi ise zerre ama yok değil diyoruz. Ve bu zerrelik biraz da olsa insanın içini ferahlatmıyor değil. Yani var diyorsun kimisinde, kimimizde..

 

Onun yükü o derece ve öylesine ağırdır ki taşıyabilene aşk olsun dedirtir. İçte bir yerlerde saklar kendini. Öyle de güçlü bir sesi vardır ki o, ses verdi mi kendi sesini duyamazsın. Vicdandır onun adı. Adı olan çoğunda, varlığı olmayan…

 

***

 

İnce bir sınırdır vicdan. Varlığı göze batan, yokluğu ise yaralar açan.. Onu taşımayan, taşıyamayan insanlarla karşılaştığında da sızım sızım sızlayan…

 

Sadece kişisel bir his de değildir. Toplumsal da olabilir. Toplumsal olduğunda da o toplumda “Ahlak” gibi kavramların oluşmasına etki eder. Aynı topraklarda yaşayan biz insanların o toplumsal vicdana(Maşeri vicdan) sahip olması gereklidir. Gereklidir çünkü en doğru adalet o toplumsal vicdandan geçer.

 

Dillere pelesenk olmuş o kavramlar var ya hani... Hak, hukuk, adalet gibi. Nafile! Yüreklere pelesenk olan bir vicdan olmadığı sürece hak da olmaz hukuk da, adalet de. Öncelikli olarak o vicdana sahip olmak gerekir ki hak yerini bulsun, adalet tecelli etsin.

 

İnsanlık olarak en çok ihtiyaç duyduğumuz şeylerin başında gelmelidir o oysaki. Dedim ya birçok yol ondan geçiyor çünkü. Ama ne hikmetse en çok ihlal ettiğimiz şey de o oluyor. Onu ihlal ettikçe insanlığımız kayboluyor, onu ihmal ettikçe varlığımız anlamsızlaşıyor.

 

Vicdanımızın sesine kulak vererek yaşadığımız daha güzel bir dünya mümkün… Onun esiri olabilirsiniz, o esirlik ki size özgürlük getirecektir. O esirlik ki size mutluluk…

 

***

 

Vicdan: İyiyle kötüyü birbirinden ayıran; iyiden haz, kötüden gam duymaya sebep olan manevi his. Dilimize Arapçadan geçmiştir. Kendinden geçecek kadar ilahi aşk hali manasındaki vecit kelimesinden türetilmiştir.

 

Elif EMİROĞLU

GAÜN Hastanesi Basın-Yayın Sorumlusu