SONSUZLUK
Kâinatta ilahi kudret eseri olan her şey, yuvarlağın sırlarına bezenmiş küre şeklinde bir siluet arz eder… Gözün gördüğü ya da ilmin keşfettiği, kul yapısı olmayan her şey.. Yuvarlağın gizemi, pi sayısında gizli.. Pi sayısı ise, sırlar içerisinde matematiksel bir hususiyet belirten sadece bir numune.. Henüz 1 metreyi 3 eşit parçaya bölemeyen insana aşk edilen bir şamar.. İnsanın suratına adeta bir tokat gibi inen bir hakikat.. Böldükçe küsuratı çıkan, çıktıkça sonsuza uzanan sayılar dizini.. Bu namütenahi (Sonsuz) gidişin üzerindeki esrarlı peçe sıyrılıp atılsa, ortada O’ndan başka bir şeyin olmadığı apaçık görülecek (Vahdet-i vücut).
Ebediyet (Sonsuzluk) idraki, ancak mücerredi (Soyut) arayanların nasibi.. O da olsa olsa “Zevken idrak” ile kabildir. İnsan aklının çatlaya çatlaya hayal ettiği bir sonsuzluk anlayışı, ancak çembersel bir sonsuzluk olabilir ki, bu da lineer (Doğrusal) sonsuzluk karşısında oldukça güdük kalır. Sonsuzluğun sonunu bulma hezeyanına müptela hummalı bir kafa, varsayalım evrenin sınırlarına kadar gelip de ötesine bir adım atsa, kendisiyle beraber evreni de genişletmiş olur. Evrenin hududu, yine daha ötede.. Bu vesileyle hemen belirtelim ki, fizik saikiyle keşfedilene; evren, metafizikle tahayyül edilene; kâinat diyoruz.
Çembersel sonsuzlukta, çember çapının matematiksel sonsuz olması kaydıyla, dönüp aynı noktaya gelmek muhal farz değil.. Zira, sayıların sonu bellidir.. O da 1’dir. Tüm sayılar, sıfır ile 1 arasında hizaya girmiş ve son noktası 1 olan bir sıra dizini halindedir. Sayılar, sıfırdan bir virgül ile ayrıldıktan sonra, daima 1’e yaklaşır ama hiç ulaşamaz. Ancak nihai nokta 1 olduğuna göre, sıfır ile 1 arasında hangi sayı bulunsa, sadece 1’in kendi üzerinde katlanmasından ibaret bir sayı olduğu görülecektir. Öyleyse bu,gerçekte sonu olan, ancak tekrarı nedeniyle sonsuz kabul edilen bir sonsuzluktur. Oysaki lineer sonsuzlukta, asla bir son tahayyül edilemez. Düz bir çizgi üzerinde, ufuk çizgisine yaklaştıkça yeni ufuklar işaret eden bir sonsuzluk; zevken bile kavranması muhal olan.. Hemen ifadelendirelim ki, muhal farz; hayali bile muhal olan(Mümkün olmayan), mesela 4 köşeli bir üçgen gibi.. Oysa ki gayrı mümkün deyince; olması imkansıza yakın ancak ihtimal dahilinde görülen, mesela bir çakıyla dünyayı bir elma gibi ikiye böleceğim diyen birinin dünyayı bir ucundan kesmeye başlaması gibi..NFK
Mücerredi kurcalayan bir dimağın kullanacağı cihazat, yine müşahhas (Somut) doneler arasından olacaktır. Elma, armut yersiniz ama meyve yiyemezsiniz.. Birincisi, elle tutulan gözle görülen müşahhas, diğeri bütün bunları ihata eden (Kuşatan) mücerret ifade.. Kâinatı anlamanın yolu, işte bu elde tutulan somut mizancık ve ölçücüklerle, muvazene ve mukayese yapmaktan ibaret... Bilgi yolu bir sefer açıldı mı daha onun sonu nerede nihayet bulur kestirilemez. Hakeza, kendini bilmede, her şeyi bilmeye açılan bir yol vardır. Bu nedenle 1’i bilen her şeyi bilir..
İlim, ilim bilmektir
İlim, kendini bilmektir.
Sen kendini bilmezsen,
Ya nice okumaktır
Yunus Emre