“ROMATOLOJİK HASTALIKLARIN TEDAVİSİNDE ERKEN TANI ÖNEM ARZ EDİYOR”
Bültenimizin bu ayki sayısında GAÜN Hastanesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Orhan Zengin ile bir röportaj gerçekleştirdik.
Romatolojik hastalıkların erken tanısının oluşabilecek olası kalıcı hasarların önüne geçilebilmesi açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Orhan Zengin, “Romatizmal hastalıklar çocukluktan yaşlılık dönemine kadar görülebilmektedir. Ancak en fazla genç erişkin ve orta yaş grubunun romatizmal hastalıklardan etkilendiğini söylenebilir. Takip; romatizmal hastalıkların tedavisinde en önemli unsurlardandır. Çünkü hastalığın seyri ve şiddetine göre tedaviler değişmektedir. Takip iyi olduğunda uygun şekilde tedavi düzenlenir ve tedavi başarısı bariz şekilde artar” dedi.
GAÜN Hastanesi Romatoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Orhan Zengin ile gerçekleştirdiğimiz o röportajla sizlerleyiz…
Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1983 yılında Adıyaman’da doğdum. 2007’de Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesini tamamlayarak mezun oldum. 2012 yılında iç hastalıkları uzmanlığını ve 2017 yılında romatoloji uzmanlığı eğitimini Gaziantep Üniversitesi’nde tamamladım. Daha önce Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ve Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev yaptım.
Romatizmal hastalıkları nasıl tanımlarsınız?
Romatizmal hastalıklar kas ve eklem ağrılarına yol açan, çoğu zaman neden başladığı tam bilinmeyen uzun süreli hastalıklardır. Romatoloji; iltihaplı romatizmalar olarak bilinen romatoid artrit, ankilozan spondilit, sedef romatizması, gut, ailevi akdeniz ateşi (FMF), Behçet hastalığı, vaskülitler, bağ doku hastalıkları (sistemik lupus eritematozus ,sjögren, skleroderma, myozit vb) ve sarkoidoz gibi hastalıkların tanı ve tedavisi ile ilgilenmektedir. Ayrıca fibromiyalji ve osteoartrit de romatoloji kliniklerinde tedavi edilebilen hastalıklardır.
Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?
Behçet, Romatoid Artrit ve Ankilozan Spondilit konularında çalışmalarım bulunmaktadır. Ayrıca romatolojide kullanılan inflamatuar belirteçler ve antikorlar ile ilgili de çalışmalarım bulunmaktadır.
Ülkemizde ve bölgemizde en sık rastlanılan romatolojik hastalıklar nedir? Sebebine de değinebilir misiniz?
Ülkemizde, tüm dünyada olduğu gibi en sık romatoid artrit, ankilozan spondilit ve fibromyalji hastalıkları görülmektedir. Ayrıca diğer Akdeniz ülkeleri gibi FMF sık görülmektedir. İlaveten İpek yolu ülkelerinde sıklığı artan Behçet hastalığının dünyada en sık bildirildiği ülke Türkiye’dir. Bu iki hastalığın ülkemizde sık olması şüphesiz genetik ve çevresel nedenlerden kaynaklanmaktadır.
Romatizmal hastalıkların erken tanısı neden önemlidir?
Romatolojik hastalıkların erken tanısı oluşabilecek olası kalıcı hasarların önüne geçilebilmesi için önemlidir. Ayrıca erken tanı ve tedavi dirençli hastalık gelişmesinin de önüne geçer ve böylece takiplerde daha fazla sayıda ilaç gereksinimi azalır.
GAÜN Romatoloji Bilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor?
GAÜN Romatoloji Bilim Dalı’nda ben, biyolojik tedavi hemşiresi ve iki bilgi işlemci sürekli görev almaktayız. Bunun yanında dâhiliye asistan hekimlerimizden dört kişi ve üç intern doktor da her ay rotasyon şeklinde ekibe dâhil olmaktadır. Yani toplamda on bir kişiden oluşan bir ekibiz.
Romatizmal hastalıklar en sık hangi yaş aralığında görülür? Hastalıkların takibi neden önemlidir?
Romatizmal hastalıklar çocukluktan yaşlılık dönemine kadar görülebilmektedir. Ancak en fazla genç erişkin ve orta yaş grubunun romatizmal hastalıklardan etkilendiğini söylenebilir. Takip; romatizmal hastalıkların tedavisinde en önemli unsurlardandır. Çünkü hastalığın seyri ve şiddetine göre tedaviler değişmektedir. Takip iyi olduğunda uygun şekilde tedavi düzenlenir ve tedavi başarısı bariz şekilde artar.
Romatizmal hastalıkların tedavisinde yenilikler söz konusu mu? Söz konusu ise bunlar nelerdir?
Romatizmal hastalıklar en fazla tedavi yeniliği olan dahili branşlarlardan biridir. Son yıllarda özellikle biyolojik tedaviler olarak adlandırılan ileri teknoloji ürünü tedaviler romatizmal hastalıkların tedavisinde çığır açmıştır. Klasik tedaviler ile tedavisi yapılamayan hastalarda çok anlamlı iyileşmeler biyolojik tedaviler ile mümkün olmaktadır.
Sizi çok etkileyen bir anınız var mı?
Mesleğimizin yapısı gereği birçok insanla temas ediyoruz ve bolca anımız oluyor. İlk aklıma gelenlerden birini aktarmak isterim. Biraz hüzünlü ama bu tip olaylar da hekimliğin bir parçası. Dahiliyede görev yapıyorken lenfoma tanılı bir hastam vardı. Kendisi hemşireydi. Hem mesleğinden hem de uzun süre takipten dolayı artık bir arkadaş gibi olmuştuk. Takipleri esnasında hastalığı tekrarlayınca kendisi, annesi ve ben adeta yıkılmıştık. Konuşurken hepimizin gözleri dolmuştu. Sonra annesi doktor odasına gelmiş ve sarılarak ağlamıştı. Bu yaşanan olay bizim de insan olduğumuzu hatırlatan, hiç unutamayacağım anılarımdan biridir.
İleriye yönelik hedefleriniz, beklentileriniz nelerdir?
En önemli hedefim hekimliği layıkıyla yapmak ve bilim denizine bir damla da olsa katkı sağlamaktır.
Röportaj/ Fotoğraf: Elif EMİROĞLU SÖNMEZ