Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

ONUNCU KÖY ; DÜRÜSTLÜK


             Bana bu köşede bir şeyler yazmam söylendiğinde; Ne yazabilirim diye düşünürken hepimizin çok ihtiyacı olan dürüstlük kelimesi aklıma geldi. Dürüstlük üzerine bir şeyler yazmak istedim.      

Doğruluk ve dürüstlüğün takdir görmediğinden yakınan bir atasözü vardır. Herkes bilir: “Doğruyu söyleyeni dokuz köyden kovarlar” diye… Ama bilinmelidir ki sabrın sonu her zaman selamettir. Dürüstlük ve doğruluk en başında dokuz köyden kovdurur belki ama onuncu köye de nihayetinde muhtar yaptırır.

            Sosyal değerlerin başta gelenlerinden birisi de dürüstlüktür. Dürüst: ‘Doğruluktan ayrılmayan, özü sözü bir; düzgün, doğru, hatasız’ demektir… Dürüstlük ise ‘Dürüst olma durumu, doğruluk, mertlik…’

Dürüstlük bir fazilettir. Kişiye güvenmenin esası; o kişinin dürüstlüğü ile ilgilidir.

Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmayacağını bilmektir dürüstlük.

Dürüstlük, dünyayı düzeltmenin yolunun kendini düzeltmekten geçtiğinin farkına varabilmektir. Olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olmaktır dürüstlük.

             Dürüstlük dendiğinde pek çok insanın aklına öncelikle model bir insan gelmekte ve bu insan da büyük çoğunlukla toplumda itibar sahibi olarak kabul edilen bir kişi olmaktadır. Saygınlık ya da toplum genelinde itibar sahibi olmak ile dürüstlük arasında vazgeçilmez bir bağlantı varmış gibi görünse de, aslında itibar-saygınlık ile dürüstlük birbirinden oldukça farklı kavramlardır. Kişi için manevi bir sorumluluk olan dürüstlük, her bireyin seçim şansına sahip olduğu ve seçim yaparken de kendisinden başka bir otoritenin bulunmadığı bir tercihtir. Dürüst olup olmamak sadece bireysel bir seçimdir. Çok kısa ve yüzeysel bir biçimde dürüstlük kavramını açıklamak gerekirse; bireyin “ikiyüzlü” olmadan yaptığı tüm davranışlardır. Kişinin alacağı kararlar ve bu kararlar doğrultusunda hayata geçireceği eylemleri doğrudan etkileyen dürüstlük, hangi dine, hangi mezhebe, hangi siyasi görüşe sahip olunursa olunsun ödün verilmemesi gereken bir olgudur.

Çok sevdiğim bir Kızılderili atasözü ile köşe yazımı bitirmek istiyorum…

           YÜKÜN DÜRÜSTLÜKSE,

                                     GÜCÜN DÜŞER BELKİ AMA

                                                                                BAŞIN DÜŞMEZ.

           MUSTAFA KALKAN /  BAŞMÜDÜR