Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

“Hızlı ve Etkin Bir Tedavi Sunuyoruz”


Bültenimizin bu ayki sayısında GAÜN Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Veysel Düzen ile samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Doç. Dr. İrfan Veysel Düzen, “Bölümümüzü bence farklı kılan az sayıda hekimle çalışılmasına rağmen kompleks girişimsel işlemler dahil olmak üzere hastalara çok hızlı ve etkin bir tedavi sunmamızdır. Bize gelen hastalar çoğu merkeze göre çok daha hızlı biçimde tedavi ediliyor. Burada da ekibimizin özverili çalışması önemli rol oynuyor. Kliniğimizde intravasküler ultrason eşliğinde kompleks koroner işlemleri, kronik total oklüzyonlara müdahaleleri, transkateter aort replasmanını, mitral balon valvüloplastiyi, atriyal septal defekt kapama işlemlerini ve periferik arter girişimlerini yapmaktayız” dedi.

GAÜN Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İrfan Veysel Düzen ile gerçekleştirdiğimiz röportajla sizlerleyiz…

 

Öncelikli olarak kendinizden bahsedebilir misiniz?

1979 yılında Erzurum’da doğdum. İlk ve orta öğretim yıllarım Erzurum, Şanlıurfa ve Gaziantep’te geçti. Sonrasında liseyi Ankara Fen Lisesi’nde, üniversiteyi ise Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde, kardiyoloji ihtisasımı da Ankara Üniversitesi’nde yaptım. Halen mecburi hizmet için geldiğim Gaziantep’te çalışıyorum. Bu arada Gaziantep Üniversitesi’nde Tıbbi Biyoloji ve Genetik’te doktora yapıyorum.

 

Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Klinisyen olarak daha çok girişimsel kardiyoloji ile ilgileniyorum. Koroner invaziv girişimler, kalp kapak hastalıklarının girişimsel tedavisi başlıca ilgi alanlarımı oluşturuyor. Onun dışında atriyal fibrilasona sebep olan genetik faktörler, genç yaşta miyokart enfarktüsüne yol açan faktörler, strain ekokardiyografi ile ilgili çalışmalarım mevcut. Yaklaşık bir ay içinde Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri merkezli toplam 4 adet faz 3 çalışmasını da Gaziantep Üniversitesi bünyesinde yürütmeye çalışacağım.

 

GAÜN Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor?

Hâlihazırda anabilim dalımızda hekim olarak altı öğretim üyesi ve altı asistan çalışmaktadır. Ayrıca gerek poliklinik gerek servis, yoğun bakım ve anjio ünitelerinde beraber çalıştığımız çok sayıda hemşire, teknisyen ve yardımcı personelimiz mevcuttur.

 

GAÜN Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı ’nı farklı kılan nedir? Özellikli bir hizmetiniz var mı? Varsa bahseder misiniz?

Bölümümüzü bence farklı kılan az sayıda hekimle çalışılmasına rağmen kompleks girişimsel işlemler dahil olmak üzere hastalara çok hızlı ve etkin bir tedavi sunmamızdır. Bize gelen hastalar çoğu merkeze göre çok daha hızlı biçimde tedavi ediliyor. Burada da ekibimizin özverili çalışması önemli rol oynuyor. Kliniğimizde intravasküler ultrason eşliğinde kompleks koroner işlemleri, kronik total oklüzyonlara müdahaleleri, transkateter aort replasmanını, mitral balon valvüloplastiyi, atriyal septal defekt kapama işlemlerini ve periferik arter girişimlerini yapmaktayız.

 

Bulunduğumuz pandemi döneminde nasıl bir işleyişiniz oldu? Bu dönemdeki yoğunluğunuzdan, işleyişinizden bahseder misiniz?

Pandemi dönemi tüm sağlık çalışanlarında olduğu gibi bizim için de yoğun ve yıpratıcı geçti. Bölümümüzün pandemi döneminde kalp hastaları için ‘’sığınılacak bir liman’’ görevi gördüğünü düşünüyorum. Bu dönemde de bize başvuran hastalarımıza en iyi hizmeti vermeye çalıştık.

 

Şehrimizde ve bölgemizde en sık rastlanılan kalp rahatsızlığı nedir?

 Koroner arter hastalığı bölgemizde çok sık görülüyor. Ancak hipertansiyon, dislipidemi gibi daha sık görülen durumları da kardiyovasküler hastalık olarak kabul etmek lazım. Toplumda bu durumlar hafife alındığı için sonrasında damar hastalıklarıyla daha çok uğraşıyoruz. Ayrıca bölgemizde romatizmal kapak hastalıkları diğer coğrafi bölgelere göre hala daha fazla görülüyor.

 

Kalp ve dolaşım sistemi hastalıklarında genetik faktörler, beslenme şekilleri ne kadar etkili?

Genetik faktörler kalp hastalıkları için etkili olmakla birlikte, günümüz koşullarında çevresel faktörler ve beslenme şekilleri daha fazla önem arz etmektedir. İyi beslenme ve egzersizin yapıldığı, sigara kullanımının olmadığı durumda; çok sınırlı sayıda insanda tek başına genetik faktörler kardiyovasküler hastalık oluşumuna yol açabiliyor.

 

İçinde bulunduğumuz pandemi dolayısıyla yaşam tarzımız, beslenme alışkanlıklarımız da değişti. Bu süreçte ve sonrasında nasıl bir beslenme alışkanlığı, yaşam tarzı olmasını önerirsiniz?

Pandemi maalesef hepimizi daha hareketsiz,  daha fazla masa başında devamlı internet kullanan bireyler haline getirdi. Bu süreçte ve sonrasında en azından haftanın 5-6 günü otuz-kırk beş dakikalık yürüyüşler yapılmasını öneriyorum. Şehrimiz özelinde sebze tüketiminin arttırılması, kırmızı et ve şerbetli tatlıların daha az tüketilmesi yerinde olacaktır. Yine fastfood ürünlerin gerek erişkin gerekse çocuklar için risk taşıdığını unutmamak gerekiyor.

 

Şimdiye kadar gördüğünüz, karşılaştığınız en ilginç vaka neydi?

Asistanlığım zamanında Ankara’ya Hakkâri’den ambulansla getirilen onbeş saat içinde yaklaşık 200 kere defibrile edilen 20 yaşında genç bir kardiyomiyopati hastamız olmuştu. Hasta yaşadığı travmadan sonra hastaneye daha çok başvurabilirim diye Ankara’ya taşındı. Cebeci Kalp Merkezi’nin karşısında kendine bir ev aldı. Hastanemizin birkaç odasını da tefriş ettirdi. Uzun süre o hastayı takip ettik.

 

İleriye yönelik beklentileriniz, projeleriniz nelerdir?

Mesleki anlamda kök hücre tedavilerinin kardiyovasküler hastalıkta kullanımıyla ilgili çalışmalar yapmak istiyorum. Sağlık çalışanlarına şiddetin olmadığı, sağlık çalışanlarının hak ettiği saygıyı gördüğü bir toplum olmamızı umut ediyorum.

 

Röportaj/ Fotoğraf: Elif EMİROĞLU