Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

Hepçilik Hiççilik


Doç. Dr. Murat Taner Gülşen | Hastane Başhekim Yardımcısı

 

Başkaları varken yapmadığını yalnız kaldığında da yapmama haysiyeti, olgunlaşma ve terakkide gelinen noktayı göstermesi açısından ne kadar manidar. Bir şeyi, belirli bir esas ve usul çerçevesinde “hep” yaparken, başka bir şeyi de yine aynı esas ve usuller gereğince “hiç” yapmamak.. Kestirilebilir ve öngörülebilir olmak.. Sağı solu belli olmak.. Bu şekilde fikir ve duygu durumu ölçülendirilen bir anlayış, ideali aramayla toprağa bağlanma arasında kıvranan insanoğlunun “oluş” ıstırabına merhem olması açısından tedavi mahiyetinde.

 

İdeali arama, yaşamaya değer hayatı mükemmeliyetçilikte bulma, oldum demekle öldüm demenin eş anlama geldiğini bilme, “oluş” sırrındaki mecburi yol güzergâhlarıdır. Yarım oluş ve yarım oluşta “oldum” tesellisi, tam oluşun en büyük engelcisidir ve yarım “oluşu” benimsememek ancak kahramanlara mahsustur. Şekspir’in (William Shakespeare) “to be or not to be” yani olmak veya olmamak derken duyduğu fikir çilesi, bu “oluş” sırrında batılının çok da aşina olmadığı bir çilenin ifadesini mahyalaştırması açısından önem arz ediyor.

 

Dünya görüşünü ve hayat düsturlarını, anayasa hükümleriymiş gibi duygularına ilmik ilmik işlemiş bir kişide fikir artık bir ahlak, bir reflekstir; anlık duygu durum ya da konjonktürel değişimlerle yön değiştirmez. Fikrini, duygu ve hislerinin önüne alabilen ve böylece bir fikir haysiyetiyle hayatını dizayn eden kişideki hepçi ya da hiççi anlayış, o kişide bir hayat manzumesi halini alır. Duyguların kaynağı kalp, düşüncenin ise beyin olduğunu kabul edersek anlık güce sahip olan duygu, bir an için aklı giderip yerine hükümranlığını ilan eder gibi görünse de akıl, eninde sonunda hesap sorucu makamı ele geçirip, yapılan edilen şeylerin tek tek hesabını soracak ve cezayı kesecektir. O halde duygu mu fikir mi sualinin yanıtı ortada.

 

Yapılmaması, edilmemesi, söylenmemesi ve hatta düşünülmemesi gereken durumların hiçbirine tenezzül etmeyen bu hepçi ve hiççi anlayış, dürüstlüğün heykelleşmiş bir örneği olmak makamında. Bununla beraber bu üslup öylesine ıstıraplıdır ki; “Bir fikir ki sıcak yarada kezzap, bir fikir ki beyin zarında sülük...” dizeleri, bu acının tarifinde taşı gediğine koyucu mahiyette.

 

İlmi gelişmeleri takipte öğrenci heyecanına sahip öğretim üyesiyle, çalışkanlığı kendine düstur edinmiş personeliyle ve nihayet dürüstlükten hiç ödün vermeyen tüm kadrosuyla hastanemiz, hepçilikte Everest tepesi kadar yüksek, hiççilikte ise Mariana çukuru kadar derin bir anlayışla işlerine sımsıkı sarılmış, şehir halkı için çalışmalarına canla başla devam etmekte.. Bu vesileyle bültenimiz Mayıs sayısının heyecanını sizlerle paylaşmaktan kıvanç duyar, öteki sayılarda tekrar buluşmayı temenni ederim.