Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

“GAÜN BİLİMSEL ALT YAPI VE OLANAKLARI İLE ÇALIŞMA AZMİNİ TEŞVİK EDİYOR”


Bültenimizin bu ayki sayısına Kalp- Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Altınbaş konuk oldu.

 

Doç. Dr. Özgür Altınbaş röportajında, “Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda kalp nakli hariç bölümle ilgili hemen hemen tüm vakalara müdahale edilebilmektedir. Hasta popülasyonumuz sadece erişkin değil çocuk hastaları da kapsamaktadır. Bunun yanında akademik yayın çalışmaları, bölüm içi eğitimler ve pediatrik kardiyoloji kliniği ile ortak yaptığımız haftalık konseylerle de faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

 

Kalp ve damar cerrahisi bölümünün en güzel yanı, tespit edilen hastalığa müdahale ile kişinin sağlığındaki düzelmenin kısa bir süre içinde görülebilmesi ve hastaların bunu hissetmesidir” ifadelerine yer verdi.

 

Doç. Dr. Özgür Altınbaş ile gerçekleştirdiğimiz o röportajın devamı…

 

Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

 

1980 yılında babamın ilk görev yeri olan Adıyaman’da doğdum. Aslen Denizliliyim. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra yurt içi ve yurt dışında (örneğin 3,5 ay Sudan’da çalıştım) muhtelif yer ve birimlerde görev yaptım. Konya Meram Tıp Fakültesi’nde kalp ve damar cerrahisi uzmanlık eğitimimi tamamladım. Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi kalp ve damar cerrahisi bölümünde Dr.Öğr.Üyesi olarak göreve başladıktan sonra hakim olan eşimin mecburi hizmeti nedeni ile Gaziantep’e atanmasını müteakip Nizip İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde denetim ve filyasyon ekiplerinde çalıştım. Dr.Öğr. Üyesi olarak Gaziantep Üniversitesi’ne atanmamın ardından kalp ve damar cerrahisi alanında doçentlik unvanını aldım. Çalışmalarımı Tıp Eğitimi alanında da devam ettirerek simülasyon eğitimleri alıp uluslararası kongrelerde tıp eğitimi ile ilgili sözlü sunumlar yaptım. Kitap çalışmalarım da devam etmektedir. Bu arada, Kocaeli Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden yüksek onur derecesi ile mezuniyetimin ardından Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde başladığım ve “kalp ve damar cerrahlarının malpraktisten kaynaklanan hukuki sorumlulukları” konulu tezim ile yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Hâlihazırda Tıp Eğitimi ve Bilişimi AD başkanlığı, Kalp ve Damar Cerrahisi AD başkanlığı ve Perfüzyon Yüksek Lisans Bölümü AD başkanlığı görevlerini yürütmekteyim. 

 

GAÜN Hastanesi’nin Kalp Damar Cerrahisi bölümünde ne gibi çalışmalar yapılıyor? Sizin kalp- damar cerrahisinde ilgi alanlarınız nelerdir?

 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda kalp nakli hariç bölümle ilgili hemen hemen tüm vakalara müdahale edilebilmektedir. Hasta popülasyonumuz sadece erişkin değil çocuk hastaları da kapsamaktadır. Bunun yanında akademik yayın çalışmaları, bölüm içi eğitimler ve pediatrik kardiyoloji kliniği ile ortak yaptığımız haftalık konseylerle de faaliyetlerimize devam etmekteyiz.

 

Kalp ve damar cerrahisi bölümünün en güzel yanı, tespit edilen hastalığa müdahale ile kişinin sağlığındaki düzelmenin kısa bir süre içinde görülebilmesi ve hastaların bunu hissetmesidir. Ben kalp ve damar cerrahisinin daha çok akademik kısmında yer almakla ilgileniyorum. Bunlar; bilimsel makaleler, kitap bölümleri, ulusal/uluslararası sözlü bildiriler, stajyer öğrenci ve sağlık personeli eğitimlerinden oluşur. Yayınlanan her makalenin, yapılan her çalışmanın ülkemizin yurt dışında tanınırlığına bir katkı sunduğunun bilinci ile hareket etmek gerekir. Cerrahi olarak ise en çok varis ve periferik damar dediğimiz bacak atardamar tıkanıklıklarına yaptığımız müdahaleler ilgi alanıma girmektedir.

 

GAÜN Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? Bu ekibi farklı kılan nedir? Yenilikleriniz, özellikli hizmetleriniz var mı?

 

Bir hocamızın yakın zamanda emekliye ayrılması nedeni ile şu anda bir doçent, bir doktor öğretim üyesi, bir uzman doktor ve dört asistan ile hekimlik hizmeti vermekteyiz. Fakat açılan iki doktor öğretim üyesi ve bir doçent kadrosu ile ekibimize yakın zamanda üç öğretim üyesi daha eklenecek.

 

Ekibimiz uyum içinde çalışmaktadır. Kalp ve damar cerrahisi alanında genel nosyona sahip olmamızın yanında kliniğimizdeki her hekimin ilgilendikleri özel alanları da mevcuttur.

 

Kliniğimizdeki özellikli hizmet durumlarına; varis hastalığına kapalı yöntemler ile müdahale edilmesi, açık kalp ameliyatlarının (uygun olan hastalarda) küçük kesilerle yapılması, bölümümüz bünyesinde perfüzyon (kalp-akciğer makinesi) yüksek lisans eğitimlerinin yer alması örnek olarak verilebilir.

 

Şehrimizde ve bölgemizde en sık görülen vakalar nelerdir?

 

Takdir edersiniz ki Gaziantep mutfağı hem çok zengin hem de çok lezzetli ürünlerden oluşmakta ve bu lezzet, kullanılan etin kalitesinden gelmektedir. Hiç et yemeyelim, hayvansal gıda tüketmeyelim demiyorum ancak bunu haftada birkaç gün ve de küçük porsiyonlarla sınırlı tutmakta fayda var. Hayvansal gıdaların sık tüketilmesi, diyette bitkisel ve lifli gıdaların azlığı bir takım sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir. Bunlardan başlıcaları kalp ve bacak damarlarında daralma ve/veya tıkanıklıkla kendini gösteren hastalıklardır. Bunun yanında doğumsal kalp rahatsızlığı olan çocuk hastalar, diyaliz için fistül ve kateter ihtiyacı olan hastalar, varis hastaları ve travma hastaları da kliniğimizde en sık görülen vakalar arasında yer almaktadır.

 

Kalp Damar Cerrahisi alanındaki tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir?

 

Kalp ve damar cerrahisi, lâfzî yorumdan da anlaşılacağı üzere işin cerrahi kısmı ile ilgilenir. Göğüs ağrısı ile gittiği kardiyoloji polikliniğinde veya acil serviste damar tıkanıklığı, damar yırtılması, kalp kapağı bozuklukları gibi tanıları alan hastaların gerekli cerrahi müdahaleleri kalp ve damar cerrahisi bölümünce yapılır. Eğer hasta direk bize müracaat etmiş ise şikâyetlerine yönelik olarak koroner anjiografi, ekokardiyografi, doppler ultrasonografi gibi tetkikleri isteyerek tanı sürecinde de yer almaktayız. Hatta kol ve bacak damarlarındaki şikâyetler (ağrı, uyuşukluk, renk değişimi… vb) üzerine bu bölgelere yönelik tanısal işlemler bölümümüzce yapılabilmekte olup tanı ve tedavi süreçlerini eş zamanlı yürütebilmekteyiz.

 

Tedavi yöntemleri hastalığın türüne göre değişebilmekte olup başlıca; ilaç tedavisi dediğimiz medikal tedavi, açık cerrahi operasyon ve kapalı cerrahi girişim olmak üzere üç çeşit yöntem mevcuttur.

 

GAÜN Hastanesi bünyesinde göreve yeni başladınız. Burada görev yapmak sizde neler hissettiriyor?

 

Öncelikle ülkemizin en eski ve köklü bilim yuvalarından biri olan Gaziantep Üniversitesi’nde çalıştığım için oldukça gururluyum. Bana güvenip bu görevleri uygun gören hocalarıma da ayrıca teşekkürlerimi sunarım. Gaziantep Üniversitesi kampüsü, sahip olduğu bilimsel alt yapı ve olanakları ile çalışma azmini teşvik ederken, yeşil alanları ve sosyal imkânları ile de “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur” sözünü adeta vücuda getirme rolünü üstlenmektedir.

 

Kalp Damar Cerrahisinde teknoloji önemli bir yerde. Bu konuda ne tür teknolojiler kullanılıyor? Teknolojinin gelişimini yeterli buluyor musunuz?

 

Ülkemizin kalp ve damar cerrahisi ile ilgili gelişmelere olan yakınlığından bahsedeyim. ABD’nde yapılan ilk baypas ameliyatından sadece yedi sene sonra ülkemizde de baypas ameliyatları başladı. 90lı yıllarda o kadar ilerledik ki kalp ve akciğer naklini aynı anda yapar hale geldik. Şu an bazı büyük merkezlerimizde robotik sistem ile hastaya küçük bir kesi yapılarak kalp kapak ameliyatları dahi yapılabilmekte.

 

Yine açık cerrahi ile ölüm oranı yüksek olan bazı hastalıklar (örneğin göğüsten geçen aort damarında balonlaşma) kapalı yöntemlerle daha güvenilir bir biçimde ameliyat edilmekte. Varise yol açan damarlarda da tıbbi yönden girişime uygun olan hastalar lazer, radyofrekans…vb kapalı yöntemlerle açık cerrahi girişime gerek kalmadan sağlığına kavuşabiliyor.

 

İleride robotik cerrahinin daha da gelişeceğini, uzaktan kumanda yöntemi ile cerrah ve hasta farklı mekânlarda dahi olsa bir takım ameliyatların yapılabileceğini tahmin ediyorum.

 

Unutamadığınız bir anınız, ilginç vakalarınız oldu mu?

 

Tıp fakültesi öğrenciliğini de eklerseniz 26 yıldır tıbbın içindeyim. Doğal olarak hem iyi hem kötü birçok anı mevcut hafızamda. İkisinden de aklıma ilk gelenleri örnek vereyim. Kötü ile başlayayım dilerseniz. Çok neşeli, muhabbeti güzel, odasında ud çalan bir amcamız vardı. Karnından geçen aort damarında balonlaşma olduğu için açık yöntemle ameliyatını yaptık. Ameliyat gayet güzel geçti. Yoğun bakım süreci de güzel geçti ve hastayı önerilerle servise çıkardık. Öneriler neydi peki? Ameliyatta barsaklara da temas ettiğimiz için gaz ve dışkı çıkışı olmadan bırakın yemek yemeyi su dahi içilmeyecek. Bu durumun hayatını kaybetme de dâhil ciddi sonuçları olur. Biz damar yolu ile gerekli sıvı ihtiyacını karşılıyoruz. Kendisine, yakınlarına ciddi tembihlerde bulunduk. Bir gün nöbetçiyim, telefon çaldı. Şu numaralı odadaki hasta fenalaştı dendi. Hemen yukarıya çıktım, hastayı sedye ile yoğun bakıma indirdik. Kalp masajına başladık. Göğüs kafesine her bastırdığımda ağzından yemek parçaları çıkıyordu. Nasıl olur bu diye düşünürken masaja devam ettik. Maalesef hasta hayatını kaybetti. Meğer hastam, o akşam Konya’nın meşhur etli ekmeğinden yemiş. Çok üzülmüştüm. Birkaç gün daha sabretse o yemeği beraber yerdik.

 

Bir başka anımdan da bahsetmek isterim. 85 yaşında bir teyzemizin iki kapağını birden değiştirmiştik. Ameliyatın zorlu kısmı bitmişti. Artık kalp çalışacak biz de hastayı kapatıp yoğun bakıma indirecektik. Fakat tüm müdahalemize rağmen kalp bir türlü çalışmıyordu. İlaçlar verdik, defalarca şok uyguladık ama nafile. Artık hastayı ölü olarak kabul edecekken son bir kez anestezideki arkadaşlara şu ilacı da damar yolundan yapabilir miyiz dedim. Yaptılar ve son bir kez şok verdim ve kalpteki o küçük hareket, bir yaşamın daha devamı anlamı taşıyordu. Bir can kurtulmuştu, bütün insanların canı kurtulmuş gibi sevindik.    

 

İleriye yönelik projeleriniz var mı?

 

Tıp eğitimi ve bilişimi, kalp-damar cerrahisi ve hukuk alanında ileriye yönelik birçok projem mevcut. Bazılarını aktarmak istiyorum. Tıp eğitimi ve bilişimi alanında amacım; Dünya Tıp Eğitimi Federasyonu’nun “Tüm insanların sağlıklı yaşamalarını sağlamak için iyi hekim yetiştirmek” mezuniyet ana hedefini fakültemiz bünyesinde geliştirmektir.  Bunun için bölümümüz bünyesinde mevcut olan ve genel tababet ile ilgili maketlerle görsel eğitime ağırlık vermek niyetindeyim. Ayrıca geçen ay akademik kurul kararı da alarak “Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Tıp Eğitimi ve Bilişimi AD 1. Öğrenci Sempozyumu”nu düzenleyip aramıza yeni katılan birinci sınıf öğrencilerimizle söyleşiler planladık. Bunun geleneksel olması için çalışacağız. Bunun yanında dekanlığımızın da katkıları ile bu sene içerisinde iki defa yaptığımız, Eylül ve Ekim aylarında da tarih ve katılımcıları belirlenen “eğitici eğitimi programları” ile tıp fakültesi bünyemizde söz konusu eğitimin tüm öğretim üyelerince alınmasını sağlamak istiyoruz. Hatta bunu bir adım daha öteye götürüp üniversitemiz ve bölümümüz tanıtım faaliyetleri kapsamında dış paydaşlar dediğimiz il içi/dışı diğer üniversitelere de bu eğitimleri vermek için görüşmelerde bulunmaktayız.

 

Kalp ve damar cerrahisindeki amacım, aramıza yeni katılacak öğretim üyeleri ile birlikte üniversitemiz bünyesinden çıkacak bilimsel yayın sayısını arttırmaktır. Ayrıca ülkemizde henüz perfüzyon yüksek lisansına yönelik çeviri eserler dışında bir yayın yoktur. Aldığımız karar üzerine bu bölümle ilgili ders anlatan öğretim üyelerimiz kendi konuları ile ilgili bölümler yazacak, bu bölümler daha sonra bir kitap haline getirilip basılacaktır. Bu da Gaziantep Üniversitesi’nin bir icraatı olarak tarihte yerini alacaktır. Kendimle ilgili olarak ise yakın zamanda Amerika Birleşik Devletleri’nden bizzat içinde bulunacağım büyük bir çalışma için davet aldım. Üniversitemiz bu konularda hem kolaylık göstermekte hem de ciddi maddi imkânlar sunmakta olup bahsi geçen çalışmayı başarı ile tamamlayıp üniversitemin ve ülkemin adını duyurmak, ülkemi en iyi şekilde temsil etmek temennisindeyim.

 

Hukuk alanında ise yine ülkemizde ilk olacak bir projeyi hukuk ve tıp fakülteleri dekanlıklarımıza ve üniversite yönetimindeki hocalarım ile paylaştım ve olumlu dönüşler aldım. Umarım bu proje de hayata geçer ve ülke çapında yer edinir.

 

Röportaj/Fotoğraf: Elif Emiroğlu Sönmez