Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

GAÜN, BAĞIMLILARA UMUT OLDU


Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı köklü geçmişinden gelen birikimini çalışma azmiyle birleştirerek farkını ortaya koyuyor. Sürekli olarak kendini yenileyen ve güncelleyen Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesine kattığı yeniliklerle adından söz ettiriyor.

 

Bu yeniliklerden biri olan Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde hizmete başlayan AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi) hastalara umut olup onları topluma yeniden kazandırmayı hedefliyor.

 

Bültenimizin bu ayki konuğu Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Gülçin ELBOĞA oldu.

 

ELBOĞA ile ruh sağlığı ile ilgili problemlerden tutun da bölüm içerisinde yapılan yeniliklere kadar uzanan birçok konuyu ele aldık.

 

Ruh sağlığı hastalıklarının ciddi sorunlara sebebiyet vereceğine dikkat çeken ELBOĞA; “Dünya  Sağlık Örgütü (WHO) sağlığın tanımını yaparken; “Sağlık; bedenen, ruhen ve sosyal olarak iyi olma halidir” ifadesine yer verdi. Ruhen iyi olmayan bir kişi sağlıklı değildir. Psikiyatrik tedaviyi reddeden kişi, hastalığın belirtileri ve sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kalacaktır” ifadelerini kullandı.

 

Gerçekleştirdiğimiz o röportajla sizlerleyiz…

 

 

Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

 

Gaziantep’te 1985 yılında doğdum. Ortaokul ve lise öğrenimimi Gaziantep Anadolu Lisesi’nde tamamladım. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 2009 yılında dereceyle mezun oldum. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda 2010 - 2015 yılları arasında uzmanlık eğitimimi tamamladım. Gaziantep Dr. Ersin Arslan Eğitim Araştırma Hastanesi’nde mecburi hizmetimi 2015 - 2017 yılları arasında yaptım. Bu dönemde Şahinbey Toplum Ruh Sağlığı Merkezi’nde sorumlu hekimlik görevini yürüttüm. Aynı zamanda Hasan Kalyoncu Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde 2016-2017 ders yılında psikopatoloji derslerini verdim. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’na 2017 yılında yardımcı doçent olarak atandım. Halen Gaziantep Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yürütmekteyim.

 

Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

 

2011 – 2015 yılları arasında Kognitif ve Bilişsel Psikoterapi Eğitimi aldım. Bu alanda yeterliliği değerlendiren uluslararası akademi olan European Association for Behavioral and Cognitive Therapies tarafından 2015 yılında Kognitif ve Bilişsel Terapist olarak sertifiye edildim. Daha sonra Sağlık Bakanlığı tarafından düzenlenen Madde Bağımlılığı Hekim Eğitimi ve Toplum Ruh Sağlığı Merkezi (TRSM) eğitimlerini tamamladım. Halen, öncelikle üniversitemiz ve ardından bölgemiz adına Gaziantep Üniversitesi Uyuşturucu Madde Bağımlılığı ve Tütünle Mücadele Komisyon Üyesi olarak görev yaparak bu illetle mücadelede gerekli faaliyetleri sürdürmekteyim.

 

GAÜN Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? GAÜN Psikiyatri Anabilim Dalı’nı farklı kılan nedir? Yenilikleriniz var mı?

 

Anabilim dalımızın hekim kadrosu; 2 öğretim üyesi ve 12 asistan doktordan oluşmaktadır. Ayrıca alanında özelleşmiş psikolog, hemşire ve personellerimizde bu ailenin kıymetli bireyleridir. Anabilim dalımızın geçmişten gelen birikimini, bizi sürekli ileriye taşıyacak bir çalışma azmiyle birleştirmemiz farkımızı ortaya koyuyor. Bunun yanında çağın gerektirdiği şekilde kendimizi sürekli olarak güncellemekteyiz

 

Hizmete yeni başlayan hastanemiz bünyesinde bulunan AMATEM’den bahsedebilir misiniz? Burada ne tür hastalara yardımcı olunuyor? Neler yapılıyor?

 

Alkol, alkol dışı madde bağımlılığı yüzyılımızın en önemli sorunlarından biridir. Günümüzde bağımlılıkla mücadelede en önemli adımlardan birisi bağımlılık tedavi birimlerinin oluşturulmasıdır. Bugün için Türkiye’de üç tedavi ortamı seçeneği vardır. Bunlardan biri; genel bir psikiyatri kliniğinde yatırılarak tedavi, diğeri; ayaktan tedavi uygulamasıdır. Üçüncüsü ise, bu konuda özel olarak yapılandırılmış olan bir AMATEM’de (Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma, Tedavi ve Eğitim Merkezi) gerekli tedavinin uygulanmasıdır.

Yalnızca alkol ve madde bağımlılığı sorunu yaşayanlara özel bir bölüm olarak hizmet veren AMATEM birimimiz, temel olarak ayaktan poliklinik hizmetleri ile rehabilitasyon süreçlerini içermektedir. Arındırma (Detoksifikasyon) tedavisinden önce ya da sonra uygulanabileceği gibi, tek başına bir tedavi yöntemi de olabilir. Ayakta tedavide; bireysel terapi, grup terapisi, aile terapisi ve ilaç tedavilerinin yanı sıra ek birtakım tedavi yöntemleri de uygulanabilir. Burada hastanın genel sağlık durumu ve ruhsal durumu yakından izlenerek, ek bir hastalığın saptanması durumunda, bunun tedavisi de yapılır. Kişinin kullandığı maddeyi bırakması sağlanır ve bırakmışlığını sürdürmesi için isteklendirilir. Kişinin madde kullanma tutumuna ilişkin bakış açısı, uygulanan terapi yöntemleriyle değiştirilmeye çalışılır ve birtakım toplumsal beceriler kazanması için eğitimler verilir.

Bağımlı insanların tekrar eski sağlıklarına kavuşmaları ve toplum içine üretici bireyler olarak yeniden dönebilmeleri bu birimlerin başarısının bir göstergesidir.

 

 

Psikiyatri deyince insanlar çekimser yaklaşıyor. Mesleğinizi icra ederken bu gibi durumlarda neler yapıyorsunuz?

 

Ne yazık ki, psikiyatrik rahatsızlığı olanlar hekime gitmekte tereddüt ediyorlar. “Deli” damgası yeme, kendini zayıf hissetme, çevreden çekinme, ilaç kullanımından korkma gibi durumlar buna sebep olabiliyor. Aslında psikiyatrik sorunlar diğer sağlık sorunları gibi görülmelidir. Dünya  Sağlık Örgütü (WHO) sağlığın tanımını yaparken; “Sağlık; bedenen, ruhen ve sosyal olarak iyi olma halidir” ifadesine yer vermiştir. Ruhen iyi olmayan bir kişi sağlıklı değildir. Psikiyatrik tedaviyi reddeden kişi, hastalığın belirtileri ve sonuçlarıyla mücadele etmek zorunda kalacaktır. Bu durum intihara kadar gidebilecek olup; iş, aile ve sosyal yaşamda sorunlara sebebiyet verecektir.

 

“Psikiyatri ilaçları bağımlılık yapar” şeklinde bir ön yargı olabiliyor. Bu tamamıyla yanlıştır. Bir de hastalığını kabul etmeyen, tedaviyi reddeden hastalar var. Bu hastalar için hasta yakınlarının hastayı ikna etmesi veya sulh hukuk mahkemesine başvurarak zorunlu tedavi talep etmeleri gerekir. Bilgi eksikliğinden kaynaklanan tüm bu engellerin farkına varmak ve gerekli bilgilendirme sürecini, yönlendirmeleri tamamlamak bize olumlu sonuçlar vermektedir.

 

Ülkemizde ruh sağlığı açısından karşılaştığınız en büyük problem nedir?

 

Psikiyatrik rahatsızlıklar halk tarafından yeterince anlaşılmadığı için ön yargı ve ayrımcılığa açıktır. Zihinsel engelli bireyler ya da ruhsal bozukluğu olan bireyler çoğu zaman damgalanmaya maruz kalmaktadırlar. Örneğin toplumumuzda; şizofreni hastalarının saldırgan ve tehlikeli olduğu ya da bu hastaların evsiz, sokakta yaşayan kişiler olduğu ön yargısı vardır. Ancak bilinmelidir ki bu durum, tüm şizofreni hastaları için geçerli değildir. Bu ve benzeri ön yargılar, ayrımcılık ve damgalamalar hem hasta hem de hasta yakınlarının hayatlarını zora sokmaktadır.

 

En sık karşılaştığınız vakalar nelerdir?

 

Psikolojik hastalıklar arasında, kaygı bozuklukları oldukça sık görülmektedir. Anksiyete, kaygı, iç sıkıntısı, bunaltı ve endişe çoğu kez eş anlamlı olarak kullanılır. Anksiyete, korkuya benzer bir duygudur. Kişi bunu sanki kötü bir şey olacakmış gibi hisseder. Bazen de nedeni belirsiz bir endişe duygusu şeklinde algılar. Hemen ardından duygu durum bozukluğu denilen major depresyonun da içinde bulunduğu hastalık grubu gelmektedir.

 

İleriye yönelik projeleriniz nelerdir?

 

Hedefimiz anabilim dalımızı ülkemizin sayılı psikiyatri merkezlerinden biri haline getirmektir. Bu gaye ile büyümeye devam ediyoruz. Anabilim dalımız bünyesinde açılan AMATEM birimi ve hazırlıkları devam eden kronik hastalıkları olan bireyleri büyük akıl hastanelerinden tekrar topluma entegre etmeye yönelik toplum psikiyatrisi modellerinden olan Toplum Ruh Sağlığı Merkezi bizi bu hedefimize yaklaştıran güzel adımlardan bazılarıdır.

 

Röportaj/Fotoğraf: Elif EMİROĞLU