Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

“EKİBİMİZ BU BÖLGENİN KALESİDİR”


Bültenimizin bu ay Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hikmet Zeytun konuk oldu.

 

Çocuk cerrahisinin hasta yaşlarının küçük ancak yapılan işler çok büyük olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Hikmet Zeytun, “Yenidoğan cerrahisinden tutun da, batın, toraks ve genitoüriner sistemin her türlü cerrahisini gerçekleştirme imkânına sahibiz. Özellikle genitoüriner sistem cerrahisi (Cinsiyet Gelişim kusurları, hipospadias, epispadias, üriner sitem taşları ve tıkanıklıkları) ilgi alanımda yer almaktadır.  Ancak çocuk cerrahisi vakalarının büyük çoğunluğu acil vakalardan oluşmaktadır. Bu nedenle zamanın ve ekibimizin gücünün müsaade ettiği ölçüde her türlü cerrahi hastasını geri çevirmeden hizmet vermeye gayret ediyoruz” dedi.

 

Doç. Dr. Hikmet Zeytun ile gerçekleştirdiğimiz o röportajın geri kalanı…

 

Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

 

1972 Gülnar- Mersin doğumlu olup 1991 yılında hekimlik mesleğinin temellerini atmak üzere Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesine kayıt yaptırdım. 1997 yılında mezun olduktan sonra yine Erzurum’da meslek hayatına başladım. 2005 yılında aynı üniversitede çocuk cerrahisine adım atarak 2011 yılında Bingöl’de mecburi hizmete başladım. Mecburi hizmetimi tamamladıktan sonra bir yıl Bingöl’de Başhekimlik yaptıktan sonra 2013-2019 yılları arasında Dicle Üniversitesi’nde görev yaptım. 2019 yılından bu yana da Gaziantep Üniversitesi’nde akademisyen olarak çalışmaktayım.

 

Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

 

Akademik hayatımızda beraber yol aldığımız hocalarımızın da katkılarıyla 25 adet uluslararası, 20 adet ulusal dergilerde yayınlanmış çalışmalarımız bulunmaktadır.  Ayrıca uluslararası ve ulusal kongre ve organizasyonlarda toplamda 85 adet sözlü ve poster bildiride ismimiz yer almaktadır. Bu süre zarfında Dicle ve Gaziantep Üniversitesinde Çocuk Cerrahisi alanında uzmanlık eğitimi verilmekte olup, 10 uzmanımızı mezun ederek çeşitli illerde görevlerine başlamalarına vesile olduk.  Ayrıca Çocuk Cerrahi stajında teorik ve pratik derslerle yüzlerce öğrencimizin eğitimine katkıda bulunduk ve bulunmaya devam etmekteyiz. Tabii eğitimin yanında hem il hem de bölge halkına sağlık hizmetlerini sunmaya devam etmekteyiz.

 

GAÜN Hastanesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? Bu ekibi farklı kılan nedir? Özellikli işlemleriniz var mı? Çocuk cerrahisi hangi hastalıkları kapsar?

 

Çocuk Cerrahisi Kliniği olarak 2 Öğretim Üyesi, 2 asistandan oluşan akademik ve 10 kişilik hemşire, personel kadromuzla hem ilimize hem de pandemi ve deprem nedeniyle çocuk cerrahisi açısından sıkıntısı çeken bölge illerine gece gündüz hizmet vermeye devam etmekteyiz. Bu ekibimiz tabiri caizse bölgenin son kalesi gibi gözüküyor. Çocuk cerrahisinin hasta yaşları küçük (0-17 yaş) ama yapılan işler çok büyük. Yenidoğan cerrahisinden tutun da, batın, toraks ve genitoüriner sistemin her türlü cerrahisini gerçekleştirme imkânına sahibiz. Özellikle genitoüriner sistem cerrahisi (Cinsiyet Gelişim kusurları, hipospadias, epispadias, üriner sitem taşları ve tıkanıklıkları) ilgi alanımda yer almaktadır.  Ancak çocuk cerrahisi vakalarının büyük çoğunluğu acil vakalardan oluşmaktadır. Bu nedenle zamanın ve ekibimizin gücünün müsaade ettiği ölçüde her türlü cerrahi hastasını geri çevirmeden hizmet vermeye gayret ediyoruz.

 

Çocuk cerrahisinin yetişkin cerrahisinden farkı nedir?

 

Çocuk hastaları, yetişkin hastaların küçültülmüş bir formu olarak düşünmemek lazım.  Çocuk hastaların; farklı yaş gruplarında farklı metabolizmaları ve farklı cerrahi hastalıkları bulunuyor. Çocuk hastalara verilmesi gereken ilaçların ve sıvıların cinsi, miktarları farklılık gösteriyor. Bunun yanı sıra  karşılaşılan hastalık grupları da tamamen farklı. Bizim branştaki hastalıkların büyük çoğunluğu konjenital anomalilerdir. Dolayısıyla yapacağınız ameliyatın şekli de bu bağlamda değişiyor. Ameliyat yaptığınız hasta grubunun önünde koskoca bir hayat söz konusu. Dolayısıyla kimi ameliyat edeceğiniz ve ne tür bir ameliyat yapacağınız çocuğun tüm hayatını olumlu ya da olumsuz yönde etkileyebilir.  Mesane kanseri veya rektum kanseri olan bir yetişkin hastanın idrar veya gaita kaçırması geride kalan hayatı için bir anlam teşkil etmeyebilir. Ama önünde uzun bir hayat olan çocuğun, sağlığının etkilenmesinin yanı sıra sosyal hayatı ve okul hayatı ciddi manada etkilenebiliyor.

 

Çocuk cerrahisinde yeni tedavi yöntemleri söz konusu mu? Bu yöntemlerden bahseder misiniz?

 

Elbette tüm bölümlerde olduğu gibi gelişen teknolojiyle beraber, cerrahi hastalıkları tedavisinde minimal invaziv yöntemler ön plana çıkmaktadır. Hem laparoskopi hem de endoürojik gelişmelerle hastalarda daha küçük kesilerle cerrahi işlemlerimizi gerçekleştirmekteyiz. Hatta birçok merkezde uygulanmayan laparoskopik cerrahilerimizi tek port yöntemiyle sadece göbek deliğinden hiçbir iz bırakmadan gerçekleştiriyoruz. Yine yeni doğan bebeklerde sadece 2 cm’lik kesilerle üriner sistem darlıklarına müdahale edebiliyoruz. 

 

Alanınızda en sık yapılan işlemler nedir? Bunun sebebi nedir?

 

Birçok merkezde çocuk cerrahisi kliniğinin en sık uyguladığı ameliyatlar D grubunda yer alan fıtık, hidrosel, inmemiş testis ve sünnet ameliyatlarıdır. Ancak bizim kliniğimizde bu ameliyatların yanı sıra ağırlıklı olarak daha ciddi ve karışık hastaların oluşturduğu A ve B grubu ameliyatları gerçekleştiriyoruz. Tabii bunun yanında özefagus yabancı cisimleri ve darlıklarına müdahale eden bölgedeki tek merkez konumundayız. Özefagus darlıklarında balon ile genişletme işlemleri yaparak ameliyatsız olarak çocuklarımızın iyileşip beslenmelerine vesile oluyoruz.  Bunların yanı sıra çocuk ürolojisini ilgilendiren hipospadias, üriner sistem darlıkları ve taşlarına müdahale ediyoruz.

 

Türkiye’de cerrahinin gelişimini nasıl buluyorsunuz?

 

Sadece cerrahi branşlar için değil, bence dahili tıp alanında da Türkiye dünyada ön sıralarda yer almaktadır. Nitekim ülkemize gerçekleştirilen sağlık turizm gelirleri bunu göstermektedir. Cerrahi alanda önümüzdeki tek engel bu tıbbi cihaz ve enstrümanların yüksek maliyetidir. Tıbbi cihazlar üretimi ve makul maliyetlerin oluşması sonucunda çok daha iyi yerlerde olacağımıza inanmaktaydım.

 

Unutamadığınız bir anınız var mı?

 

Bu meslekte güzel olduğu kadar ve bir o kadar da acı anılar biriktiriyoruz. Benim de unutmak istediğim ve hayal kırıklığına uğratan bir anım söz konusu. Özefagus atrezili bir bebek için nöbette kan bulunamadığı için kan merkezine gidip bizzat kan vermiştim. Aynı bebeğin 27 yaşındaki annesine kaçıncı çocuğu olduğunu sorduğumda 5. çocuğu olduğu cevabını aldım. Anneye bu kadar sık ve çok doğurmamak konusunda telkinde bulunmuştum. Bu söylemimden kaynaklanmış olacak ki çocuğun babasını bir sabah hastaneye geldiğimde karşımda bulmuştum, çeşitli sitemlerde bulunmuştu. Bu durum çok canımı sıkmıştı. Evladı için kan veriyorsunuz ama o baba bunun ne kadar kıymetli olduğunu görmüyordu. Bu yaşanılan olay çok can sıkıcı bir olaydı. Bunun yanı sıra sürekli dualarını aldığımız ve şükranlarını ileten hasta yakınları çok daha fazla tabii ki.

 

İleriye yönelik projeleriniz var mı?

 

Proje için ekip gerekli. Öncelikle ekibi güçlendirmemiz gerekiyor. Kliniğimiz vaka yelpazesi açısından birçok üniversiteden çok daha zengin. Bu vesile ile araştırma görevlilerimizin birçok vakayı birebir görmeleri ve yapmaları çok daha mümkün olmaktadır. Şu anda kliniğimiz asistan eğitimi açısından bölgenin tek merkezi konumunda.  Bu ekibin daha da güçlenmesi için hem öğretim üyesi kadrosunu hem de asistan sayısını arttırmayı hedefliyoruz. Bunun için bu mesleğe gönül vermiş genç hekimlerimizin iyi bir çocuk cerrahi uzmanı ve ileride iyi birer akademisyen olmaları için tercih etmelerini umuyoruz.

 

Röportaj/Fotoğraf: Elif EMİROĞLU SÖNMEZ