Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

DÜŞÜNCE MİMARI KELİMELER-1


Zekâ; iyiyi kötüden, akıl ise; iyiyi daha iyiden, kötüyü de daha kötüden tefrik eder (Ayırt eder). İlki, hayvanları da içine alan geniş bir popülasyona, ikincisi ise sadece insana mahsus.. Aklın, zekâdan bir diğer farkı da düşünce.. Düşünmek, konuşmanın ne işe yaradığı sualine cevap teşkil eden, aklın bir ürünüdür. Bu nedenle konuşmanın içeriği, düşüncenin mahiyeti hakkında ipuçları taşır.

                Bir makale ele alındığında, bunu yazan kişinin hangi kitleye hitap ettiği, yazıdaki paragrafların cümle sayısı, her cümlede kaç kelime bulunduğu, kelimelerin kaç heceden, hecelerin de kaç harften oluşuğu ile yakından ilintilidir (Fog indeksi). Matematiksel bir sonuç halinde tespit edilen fog indeksi sayesinde, yazının kaç yıllık okul mezunlarına hitap ettiği anlaşılabilir. Yüksek değerler, yüksek tahsile karşılık gelir. Genel olarak günlük gazete dili 8 fog indeksiyle yazılır ki 8 yıllık okul mezunlarının anlayacağı mahiyettedir.. Bir kaynak kitap 12, uluslararası makaleler ise en az 15 fog indeksiyle yazılır. Uluslararası bir sınav olan TOEFL sınavında yüksek puan sağlayan “Difficult words-Zor kelimeler”, yüksek hece sayısına sahiptir. Bu bilgiye dayanarak, bir kişinin konuşurken dahi kültürünün kaç kırat olduğu hakkında bir ekstrapolasyon yapmak mümkün olabilmektedir.

                Bir dönem, Fransa saraylarında Fransızca konuşurken araya sıkıştırılan Osmanlıca kelimeler, o konuşmacının mürekkep yalamış biri olduğunu ima ederdi. Güç dengelerinin değişmesiyle bu sefer Osmanlı saraylarında Fransızca kelimeler aynı kudrete sahip oldu, ta ki İngilizce konuşan büyük ülkelerin tüm dünyaya tahakkümüne kadar.. Dünyada olduğu gibi ülkemizde de kısa bir dönem İngilizce kelimeler çok revaçtaydı ancak gerek güç dengelerinin değişmesinden gerekse İngilizcenin internet ortamı gibi ayak takımının jargonuna girmesinden ötürü, bu kelimeler yavaş yavaş elit kesimin (İntelijans) dağarcığından ayrılmaya başladı.

Türkiye’deki aydınlar zümresi, sokakta alelade konuşulan düşük fog indeksli bir Türkçe konuşamazdı.. Fransızca çoktan unutulmuş, İngilizce ayağa düşmüş, Orta Asya Türkçesi düşünsel anlamda kifayetsiz.. Geriye tek seçenek kalıyor; Türkün milli ruh kökünün neşet ettiği noktadan günümüze kadar hangi dil kullanıldıysa tekrar ona, tekrar öze bir dönüş.. Prensibi, maziyi muhafaza ancak ayıklayarak, yeniyi kabul fakat seçerek..

Derinlemesine duyuş ve seziş (Entüvisyon), ancak derinlemesine düşünmekle mümkün olur. Düşünmek için konuşmak, konuşmak için ise kelime şart.. Kısır, sığ ve bodur kelimelerle konuşmak, meramını anlatmak için işaret dili kullanmaktan öte bir mana ifade etmez. Mazisi ve musikisi olmayan kelime yığınlarını cümle zannıyla sarf etmek, aslında sadece anlam açısından bir iletişim sağlar, manada derinleşmeden ise yoksundur. Mücerret düşünce ise ancak, mana ve mefhumları kucaklayıcı olmaktan uzak bu kelimelerin esaretinden kurtulmakla mümkün olur.

Bir adam vardı, meçhule tırmanıyordu, sonra dünyaya indi, adı kelime oldu..