Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

Diyetisyenden Oruç Uyarısı: Ramazan ve Beslenme


Demet Gülertaş | Diyetisyen

 

Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümlerinde en az üç öğünü tamamlamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır.

 

Sahur ve iftarda sıvı alımı çok önemlidir, iftardan sahura kadar olan saat aralığında azar azar sık sık su tüketilmelidir.
İftar ve sahur arasına küçük ara öğünler eklenerek fazla miktarda yemenin vereceği olumsuzluklar engellenecektir.

 

Sebze ve meyve tüketimine dikkat edilmelidir. Her gün en az beş porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir (Bir porsiyon; mesela 100 gramlık bir elma veya 10 tane erik anlamında kullanılmaktadır). 

 

Özellikle kızartmalardan, hamur işlerinden, aşırı şeker ve yağ içeren besinlerden, çok tuzlu veya baharatlı yemeklerden, gazlı içeceklerden uzak durulması kilo alma ve mide yanması gibi rahatsızlıklardan koruyacaktır.

 

Ramazanın yemek kültürü açısından en bilinen özelliği iftar sofralarındaki çeşitlilik ve bolluktur. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. Kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında enerjisi yüksek besinler yenilebilir ve bu durum ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlar.

 

Oruç tutmanın sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli değişiklikler yapmadığı ancak bazı hastalıklarda (şeker hastalığı vb.) olumsuz sonuçlar doğurabileceği göz ardı edilmemelidir. Kronik hastalığı olan kişilerin ilgili uzman hekime danışarak oruç tutmaları önerilir.