Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

Çeşitlilik


Doç. Dr. Murat Taner Gülşen | Hastane Başhekim Yardımcısı. 

 

Dünyada, içinde sadece tek bir unsur barındıracak ölçüde homojen (türdeşlik, yeknesaklık) olabilen hiçbir eşya yok. Ağaç kesilip masa yapılsa, ağacın damarları homojeniteyi bozar. Saf ve duru bir sudaki hidrojen ve oksijenin varlığı, tekdüzeliğe mani.. Tek başına hidrojen atomları, elektron ve nötronlardan ibaret olduğundan yine çeşitlilik arz etmekte.. Parça küçüldükçe, yeni parçanın yarısı daha küçük ve yine heterojen (çok türellik, çeşitlilik). Eğer homojenite sağlanabilse, ölümsüzlük denilen hayal gerçek olacak. Öte yandan, hem ölümlü olmaya yol açan hem de yaşamanın bir mecburiyeti olan heterojenite, bir arada yaşamanın şartı olan dengeyi sağlamakta. 

 

Kainat küçültülse bir insan, insan büyültülse kainat içeriğine sahip.. O halde insanı anlamak, kainatı ve aynı ölçüde de toplumu anlamanın en önemli yolu.. İnsanın gözü, kulağı, ağzı, beyni, kalbi ve nihayet en mahrem yerlerine kadar çeşitli unsurları olur da toplumun olmaz mı?. Toplumun gözü, kulağı, kalbi olabilen insanlar baş göz üstüne kabul edilir de, daha lalettayin yerlerin karşılığı olabilen insanlar neden benimsenmez?. Bütün organları ile insanın bir bütün olduğu kabul edilir de topyekûn unsurları ile toplum neden kucaklanmaz?. Ölçülendirme bu bağlamda ele alındığında, toplumun benimsenmeyecek kesimi kalmaz.. Zaten lüzumsuz olsa var olmazdı.. Ateşi, tek başına münferit bir olgu olarak değerlendirme hatası, onu, yangın çıkaran, insanlara zarar veren bir konuma istihdam edebilir. Oysaki ateş olmasa modern hayat olmaz.. Mühim olan onun kullanıldığı yerdir. O halde eşyaya kendi zatında bir değer biçmek yanlışı yerine, onun kullanıldığı yer ölçütünde bir kıymet vermek icap etmekte.. Hal böyle olunca, hiçbir şey zatıyla sorguya çekilemez hale gelir. Kıymetli olan, onun fonksiyonudur demekten başka çare kalmaz.. Öyleyse vazife ortada; eşyanın mahiyetini değil, işlevini düzeltmekle mükellefiz. 

 

Mühim olan iyi ve kötü unsurların dengesidir. Denge bir kez şaştı mı, ibre de şaşar. Doktorun savaştığı mikrop olgusu sadece dengeyi bozanlara yönelik.. Örneğin bağırsak içerisindeki bakterileri öldürmek için antibiyotik verilse, daha zararlı bakteriler ürer, onlar öldürülse, mantarlar çoğalır. Daha ileri gidilse, bağırsakta bir kaos ortamı olur ki, bu dengesizlik ölümü getirir. Tıpkı bunun gibi, toplumda da zararlı görülen unsurların zatını yok etmeye çalışmak, toplumu düzeltmek şöyle dursun, karmaşayı davet eden bir fiyaskodan başka bir şey olmaz. Mesele, o zararlı unsuru kontrol altında tutmak ve bu sayede toplum genelini topyekûn zarardan korumak olmalıdır. 

 

Öte yandan, dejenerasyon (bozulma), “kurdu bedeninde” olmadığı sürece, esasın değil unsurların yozlaşmasıyla başladığından, bir tedavi bulunamadığı takdirde unsurlar feda edilecektir. Çünkü “Hayr-i kesir için şerr-i kalil irtikab edilir = Büyük hayır için küçük şer kabul edilir” prensibiyle, vücuda sirayet edecek gangrenli parmak kesilir. 

 

Sonuç olarak, yıkıcı bir hamle öncesi, onarıcı, düzenleyici belki de hizaya getirici bir politika güdülmesi ve böylelikle fonksiyonların düzeltilmesi gayreti, her zaman için daha müreccah olurken (tercih edilen), icap ettiğinde hiç tereddüt edilmeden, gangrenli parmak kesilmelidir.