Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

Bölgede Yine Bir İlk Kansere Tam 12’den


Yrd. Doç. Dr. Umut Elboğa

 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesince, üniversitenin araştırma fonundan alınan destekle Nükleer Tıp Bölümünde kurulan Radyofarmasi Laboratuvar’ında üretilen “akıllı molekül”lerle nöroendokrin tümörler ve prostat kanseri kolayca teşhis edilebiliyor. Ayrıca bu hastalıkların tedavilerinde kullanılan ve yan etki göstermeden, doğrudan kanserli hücreye etki eden ilaçlar bölgede ilk olarak Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde büyük bir hassasiyetle üretilmeye ve kullanılmaya başlandı.

 

Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Uzmanı Dr. Umut Elboğa yaptığı açıklamada, üniversitenin araştırma fonundan alınan destek kapsamında 2015 yılında üniversite içerisinde kurdukları laboratuvarda, dünyada çok az yerde uygulanan görüntüleme ve tedavi işlemlerini yapmaya başladıklarını belirtti. Bu laboratuvardan Avrupa’da sınırlı sayıda olduğunu, nöroendokrin tümörler ve prostat kanseri tanısı ve tedavisi için çeşitli yöntemler kullanıldığını ancak tedavi şekline karar verilebilmesi için hastalığın ne kadar yaygın olduğunun bilinmesi gerektiğini ifade etti. 


Prostat kanserinde sıklıkla tomografi, MR gibi görüntüleme yöntemlerinin kullanıldığına değinen Dr. Umut Elboğa, “Dünyada artık prostat kanserinin görüntülenmesinde yeni bir yöntem olan Galyum 68 işaretli PSMA ile PET sistemi kullanılıyor. Bu yöntemde prostat kanseri hücrelerinin yüzeyinde bulunan ve hücrelere özgü olan antijen denilen yapılara bağlanan akıllı moleküller kullanılır. Bu akıllı moleküller vücut dışından görüntü almaya yarayacak bir radyoaktif madde ile birleştirilir. Bu molekül tümör hücrelerinin yüzeyindeki kısma bağlanır ve vücut dışından PET adı verilen cihazlarla görüntüleri alınarak prostat bezindeki tümör ve varsa prostat dışında organlardaki tümör yayılım odakları saptanır. Bu sayede başka yöntemlerle saptanamayan çok sayıda odak saptanabilmektedir. Böylece hastalığın yaygınlığı ve oluşturduğu risk erken dönemde doğru olarak ortaya konabilmektedir. Yöntemin önemli bir diğer avantajı ise aynı zamanda tedavide kullanabilmesidir. Eğer görüntülemede akıllı moleküllerle tespit edilmiş yayılım varsa bu odaklar diğer tedavilere dirençli ise bu sefer akıllı moleküllerin radyoaktif kısmı Lutesyum 177 denilen radyoizotopla değiştirilip elde edilen yeni molekül hastalığın tedavisinde kullanılır. Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nükleer Tıp Bölümünde hem bu tedavi hem de bu görüntüleme sistemi prostat kanserleri dışında nadir olarak görülen nöroendokrin tümörler denilen bir grup tümörde de başarıyla uygulanmaktadır.

 

Ticari satışı olmayan ve ‘Galyum 68 işaretli DOTATATE ve Lutesyum 177 işaretli DOTATATE’ olarak adlandırılan radyonüklid ilaç, hastane ortamında üretiliyor ve başlıca nöroendokrin kanserlerden mide, barsak, pankreas ve akciğer sistemlerinde görülen kanserlere uygulanabiliyor. İlacın hastaya damar yoluyla serum içinde verilmesinin ardından, ilacın içeriğinde bulunan radyoaktif madde kanserli dokuya üzerindeki reseptörler yoluyla yapışıyor ve böylece kanserli doku içten ışınlanıyor. Bu tedavide, kanserli doku ışınlanırken sağlıklı dokular zarar görmüyor ve hasta tedavi sırasında herhangi bir yan etki hissetmiyor. Görüntüleme ve tedavi işlemi şu ana kadar her evreden olan 70 civarında hastaya uygulandı. Çok büyük bir ihtimalle önümüzdeki günlerde çok daha yaygın halde kullanılacaktır. Görüntülemeden ve tedaviden sonra hasta normal yaşantısını sürdürebilmektedir. Ayrıca bu uygulamalar aynı hastaya birden fazla kez yapılabilmektedir’’ şeklinde konuştu.