“Bir” Varmış “Bir” Yok muş
Doç. Dr. Murat Taner Gülşen | Hastane Başhekim Yardımcısı.
Bilgisayarın tüm çalışma sistemi “yok” veya “var” prensibine göre olup bu ikisinin arasını ifade edecek bir gri bölge tarif edilmemiştir, ihtiyaç da yoktur. Çünkü varlık âlemindeki her şey, bu ikiliyle ifade edilecek bilginin içine sığar. Bir çiçeğin rengindeki ayrıntılar, bir müziğin notaları, metafizik bir mevzunun izahı, hep sıfır veya bir ile ifadelendirilebilmektedir. Sıfır “yok”u, 1 “var”ı temsil eder.
Aslında, “yok”tan bir kez kurtulunca, artık varlık sahnesine girilir, çünkü sıfır noktasından herhangi bir ayrılış, 1’e doğru atılmış ilk adım olduğundan “var” yani 1 kabul edilmektedir. Hiçbir şeyin olmamasına “yok” yani sıfır denir. Sıfırın altı, yani yokun daha yoku bulunamaz ama varın daha varı bulunabilir. Çünkü sıfırdan kurtulduktan sonra artık adem (yokluk) mevcut değildir. Önemli olan sıfırdan kurtulmaktır. Bu nedenle sıfırla 1 arası da 1 sayılır. Zaten yaşı sorulan kişi, bitirdiği yaşı değil de içinde olduğu yaşı söylemez mi?. Bitenin ne hükmü var?
Hayata bu bağlamda bakıldığında, yokluğa karşı yapılan her hamlenin, varlığa dâhil edilmesi gerçeği ile karşı karşıya kalınır. Bütün mesele, varlık içerisindeki sıralamadan ibaret.. “Yok” olmadıktan sonra daha az “var”, daha çok “var” tabir edilir. Tıpkı karanlığa meydan okuyan, aydınlatmanın en küçük mümessili mum ışığıyla, en büyük olan güneşin münasebeti gibi.. Karanlığa karşı, mum da güneş de aynı safta yer alır, karanlığın ise dostu yoktur..
Olumsuzluk sıfır, müspet olma 1 kabul edilirse, sıfırın dışındaki her şeyi 1’in içinde gören bir mizaç, bardağın boş tarafına iltifat edecek vakti bulamayıp daima dolu tarafıyla ilgilenecektir. Aksine, yani bardağın boş tarafına bakan bir anlayış, sıfıra yaklaştığından yani “yok olmaya namzet olduğundan, ademe mahkumiyetin remzi (işareti) haline gelir ki bu durum dünya görüşümüze taban tabana zıttır.
Öte yandan, bazılarına göre gri olduğu zannedilen hayat, bütünüyle siyah veya bütünüyle beyaz olan unsurların farklı oranlarda bir araya gelmesinden ibarettir. Yoksa muvazaalı bir anlayışla, biraz oradan biraz buradan, yamalı bohça halinde bir bulamaç değil. Ara bölgelerde gezmeyi adet edinmiş gri zon meraklılarının artık, defakto hayatta (gerçek hayat) bu mantalitenin yeri olmadığını matematiksel bir katiyetle bilmeleri icap eder.
Ve nihayet, karanlığın karşıtı olsun da isterse bir nokta halinde ışık versin.. Büyük ateşi söndürme hevesindeki karınca, ağzındaki suyun yetersizliğinde değil, mensubu olmaya çalıştığı tarafın safında yer alma gayretindeydi..