Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

BİR KOLTUKTA İKİ KARPUZ… YA DA İKİSİ BİR ARADA…


Memleketimiz ve ailelerinin en nadide duygularla yetiştirip bize teslim ettiği öğrencilerimiz… Yaklaşık iki buçuk milyon öğrenci içinde ilk on bine giren nadide beyinler…

Öğretim üyesi olarak görevimiz bu öğrencilerimizi evrensel, güncel tıbbi bilgi ve becerilerle donanımlı; ülkemizin şartlarına uygun, milli ve manevi değerlerimizi kazanmış birer hekim ve birey olarak 7 yılın sonunda topluma ve ailelerine teslim etmektir.

Öte yandan bir sağlık kuruluşu olarak 365 gün 24 saat kesintisiz sağlık hizmeti vermek de zorundayız. İnsanlar en önemli varlıklarını, canlarını, cananlarını, analarını, babalarını; çoğu kez de en önemli sırlarını bizlere teslim etmektedirler.

Bu iki görevi aynı anda yürütürken bazen istemeden de olsa yanlış anlaşılmalar, ya da istenmeyen iletişim kazaları olabilmektedir.

***

Bu bağlamda biz tıpçıların en büyük problemi aslında insan bünyesinin daha çok organik yönü, yani donanımı ile meşgul olmamızdandır. Ancak başımıza gelen her türlü mesleki problemin altında da insanın belki de psikolojik yönünü, yani yazılımını, yeterince anlayamamız yatmaktadır…

Günlük acil pratiğimizde yaşadığımız problemlerin hiç birisi tıbbi bilgi eksikliğimizden kaynaklanmıyor. Bugüne kadar bu konuda herhangi bir problem yaşandığını duymadım. Olamaz da.

Ancak problemlerimizin temelinde iyi bir iletişim dili oluşturamamamız, etkili bir empati yapamamamız, insan faktörünün yazılımını belki de yeterince anlayamamız önemli ve etkili bir faktör olsa gerektir.

Elbette sağlık sisteminin tüm problemlerini buna bağlamak çok yanlış olur. Sağlık çalışanlarına haksızlık olur. Meslek hayatım boyunca sağlık çalışanlarının sağlık sektöründe yaşanan problemlerin hiçbir zaman müsebbibi (yani sebebi) olmadığını daha çok mağduru olduğunu gördüm.

Her meslek grubunda ne kadar problem varsa elbette sağlık sektöründe de olacaktır. Ancak bunu genellemek hata olur. Hukukun ana prensibini her zaman akılda tutmakta fayda var. “Suç bireyseldir.”

“Emergency Department Managament” adında bir kitabımız var; 760 sayfa. Yakın zamanda Sağlık Bakanlığı bilimsel bir kurul kurarak Türkçeye de tercüme ettirdi ve tüm acillere dağıtacak. Ben 1999 yılından beri bu kitabı okumaktayım. Gördüğüm önemli bir nokta şu ki bu işin karakterinde bu var. Hasta hekim ilişkilerinde sıfır hatayı yakalamak her kültürde imkânsızdır. Bu durumda problemleri minimalize etmek, problemin sabit parametrelerini düzeltmemiz, insan faktörünün etkilerini azaltmamız daha iyiyi bulmamıza yardımcı olacaktır. Ne dersiniz?

Prof. Dr. Cuma Yıldırım