Bedavacılık
Doç. Dr. Murat Taner Gülşen | Hastane Başhekim Yardımcısı
Kolayına kaçayım derken asıldan olmak.
Erdem, doğuştan gelen bir hususiyet olmayıp sonradan kazanılan bir haysiyettir diyen Sokrat, başını bu uğurda feda ettikten sonra, imtiyazlılar aristokrasisi, topluma atılan bu fikir tohumunun etkisiyle o gün bu gün hala kıvranıp durmakta. Büyük ruhiyatçı Sokrat’la hemfikir olarak, biz de şimşek hızında onun yanında yerimizi alıp gönül rahatlığıyla diyebiliriz ki; erdem, içinde vecd, vefa, gayret, emek ve alın teri barındıran topyekûn bir hasletler manzumesi ve aklın hâkimiyetidir. Erdem ile çaba bu şekilde ilişkilendirildikten sonra, çalışmaktan imtina ederek terlemeden yemek, her şeyin kolayına kaçıp şark kurnazlığı ile bir oldu bittiye getirmek ve bu şekilde beleşçi bir anlayışa sahip olmak, tam karşısında olduğumuz bir mizacın kabataslak siluetini çizmekte.
‘’Çalışmadan, yorulmadan, öğrenmeden rahat yaşama yollarını itiyat (alışkanlık) haline getiren milletler; önce haysiyetlerini, sonra istikballerini daha sonra da hürriyetlerini kaybetmeye mahkûmdur” fikrinin bilinciyle, çalışmak, ne kadar onur ile ilişkili ise bedavacılık ve kolaycılık da o denli onurun tersinden boydaşı.
Kolay elde edilen her şey kolay kaybedilmeye mahkûm. Emeksiz yemek derdinde olan ve hayatı kabukta yaşayıp cevherine (özüne) inemeyen lüpçü zihniyet, hep hazıra konma derdi nedeniyle, eşyanın hakikatine ermek şöyle dursun dış yüz kabartısından bile bihaber bir hayat sürme zavallılığında.. Her şeyin basitine kaçma anlayışının dimağlara yerleştiği son yüzyıl içerisinde, sırf basit olduğu için tercih edilen ve konuşmalarımıza kadar sirayet eden basitlik anlayışı, güzelim klasik batı müziğini dahi katletmiş yerine vahşi cazın doğmasına sebebiyet vermiştir. Derinlemesine duyuş ve seziş sağlayan kelimeler yerine, kısa ve absürt ifadelerle konuşma gayreti.. Hakikisi yerine sahtesi, el yapımı yerine fabrikasyonu, aşk yerine şıpsevdi zihniyeti ve nihayet emeği ve çilesi çekilmiş fikirler yerine slogan dünya görüşleri.. Hepsi ama hepsi kolaycılık anlayışının bir ürünü.
Kolay mı Kafdağını çevirmek dolay dolay?
Var ol ey ulvî zorluk, yere bat sefil kolay.
Sen çalış ben yiyeyim düşüncesinin tersine, hizmette en önde, ücrette en arkada yer almayı düstur edinme tavrı, idealize ettiğimiz toplum anlayışının sahne dekoru içinde gizlenmiş şarlatan göz bağcılar ve kolaycıları enselemede bir turnusol kâğıdı mahiyetinde.. El çabukluğu ile kolayından, sadece rakam köpürtücülüğü yaparak bir hamle belirten maceracıları avlamak ve açığa çıkarmak için, erdem eleğinden geçirmek yeter. Öyle ki, erdemin ödülü yine erdem.