AKLIN ATROFİSİ
Akıl, insanoğlunun en büyük haysiyeti. Onsuz insan olunmaz, belki beşer kalınır. Bununla birlikte, kemalat yolunda “Ne onunla olur ne de onsuz..” prensibi, maveraya ulaşmada bir paradoks oluşturur. Tabiri caizse, Ay’a çıkmak için önce herhangi bir vasıtayla NASA’ya gitmek.. Onunla.. Daha sonra, “Ne sevdalar serde, bıraktım gerilerde” diyerek, bildik bütün vasıtalardan sıyrılıp, bir uzay mekiğiyle göğe yükselmek.. Onsuz.. Kesbî ilim, vehbî ilim meselesi.. O sırlı, o tül kadar ince hakikati, aklı, hesaba çekmek için, ne gariptir ki yine onun manivelasına muhtacız.
Aklın barınağı olan beyin, bir çok yönüyle bilinmezliklerle dolu.. Gizemli, muğlak ve girift… Fonksiyonları da öyle.. Zeka ve akıl.. Tarifi müşkül.. Ancak onu tarif etmeden önce, tarifi de tarif etmek borcundayız. Tarif, bir şeyin efradını cami, ağyarını mani ifadesidir. Yani hakkında konuşulacak her neyse, onun her ferdini (Efrat=fertler) en ayrıntılı bir dille anlatmak tarifin bir gereği iken, aynı şekilde, o şeyin dışında kalanları da hariç tutmak (Ağyar=gayrılar) yine onun zorunluluklarından.. Tarifi en kaba hatlarıyla böylece çerçeveledikten sonra, akıl ve zekânın tasvir ve mukayesesi mevzuuna gelelim. Öncelikle aklı, zekâyla karıştırmamalı. Her ikisi de beynin fonksiyonları ancak, bunlar birbirinden o kadar farklı mefhumlar ki, aradaki mesafe, insan olmakla hayvan olmak kadar derin ve bucaksız.. Doneleri (Veriler) bulmak zeka, onları birleştirerek bir kanıya varmak akıl.. Tekrarlanabilir ve klişe ezber, zekanın, idrak ederek kavramak, aklın ürünü.. Tek bir bilgiye karşı refleks bir hareket zekadan, data’nın (Veriler) manasını süzmek, akıldan.. Bir an-ı seyyaleye göre (Enstantane) karar, zekanın, geçmiş tecrübelerin ışığı ve gelecek kaygıların karanlığı altında hüküm (Ekstrapolasyon), aklın marifeti.. Akıl budur..
Vücutta hangi organ çok çalışırsa, tıpkı demirin işlemesi gibi, ışıldar, parlar, pırıldar. Tam tersine, kullanılmadığında eskir, pörsür, paslanır.. Atrofi (Dumur) olur. Vücutta her organ gibi beyin de çalışır ve mamulünü ortaya koyar. Beynin fonksiyonları zeka veya akıl, aklın ürünü ise düşüncedir. Bir organın çalışmasını durdurup atrofik yapmanın en pratik yolu, o organın ürettiği şeyi vücuda peşinen vermekten ibarettir. Yani sen üretme de, burada hazır yapılmışı var der gibi bir şey. Böylece o organ o şeyi yapmaktan vazgeçer ve durur. Bu durum, o organın atrofisi için atılmış ilk adımdır.. Mesela, sürrenal bezini durdurmak için steroid, overler için kontraseptif ilaçlar, tiroit için tiroksin verilir. Böylece o organ, üreteceği şeyi peşinen bulması nedeniyle üretimi durdurup beklemeye geçer (Feedback). Bu bekleyiş, organın küçülmesine ve dolayısıyla körelmesine sebep olur. Bu yöntemle beyni durdurmak için, onun ürününü dışarıdan peşinen vermek gerekir.. Bir başkası, o kişi adına düşününce, beynin düşünmeye ihtiyacı kalmayacak ve dumura uğrayacaktır.
Aklını başkasına teslim etmek, şah damarını kesmekten daha acı verici olan ve en nazik ifadeyle, eşeklere parmak ısırtacak cinsten bir eblehlik ve tımarhanelere koro şefliği yapacak kadar bir mankurtlukla nihayetlenecektir.