Akıl ve Başarı
Doç. Dr. Murat Taner Gülşen | Hastane Başhekim Yardımcısı
Başarı addedilen her olgu daha önce bir hayalden ibaretti. Hayali kurulmamış bir düşünce ve fikir, adeta ruhu olmayan bir beden.. Düşünceden eyleme dönüşmenin adı ise başarı.. Düşünce planında sağlam ayaklar üzerine oturtulamamış, nasıl ve niçin sorularına yanıt bulamamış fikirlerin, eylem planında başarı elde etmesini beklemek abesle iştigal.. Bilgi, aksiyonun yakıtı.. Saf aklın ürettiği bilgi, eşya ve hadiselerin nasıllığını ortaya koyabilirken “niçin”e cevap verebilmesi başlı başına bir metafizik gerilim.
O halde her şeyin başı hayal. Büyük hayaller.. Tarih, büyük hayallerin ifadelendirilmesine insanların kahkaha ile yanıt verdiğini kaydediyor. Hayali olmayanın düşüncesi olamaz. Düşünmek insana mahsus olduğundan insanoğlunun düşünmekten daha büyük bir haysiyeti yok. Düşüncenin kökü ise hayal.. Bunların tümü ise aklın bir ürünü.. Zeka, iyiyi kötüden ayırt ettirebilirken, iyiyi daha iyiden, kötüyü de daha kötüden ayırt ettiren, akıl. Düşüncesini eyleme geçirememiş onca insan vardır ki tarih onları başarısızlıkla yargılayıp zaman zaman hain olarak bile kaydetmiştir. Toplumda “Hatice’yi bırak neticeye bak” sözü meşhurdur. Oysaki düşünsel anlamda doğru olan “neticeyi bırak Hatice’ye bak” olmalıdır. Yani hayali ve düşüncesi muhkem olan bir kişi, fikirlerini aksiyona dökememişse bu ancak bir kader tecellisidir. Onu yargılamak ise ne haddimize.. Tarih, başarıya ulaşmamış fikirlerin yıllar sonra bir başkası elinde neşvünema bulmasının öyküleriyle doludur. Bir işi yapan mı onu planlayan mı?... Spinoza’nın dediği gibi hadi diyelim dilediğimizi yapmakta özgürüz peki istediğimizi dilemekte özgür müyüz? İşte bütün mesele.
Eylem planıyla ölçülendirdiğimiz başarı, hayal ve düşünce buutunda sağlam temellere oturtulmuş fikirlerin, aklın ışığında belli bir algoritma ile sıralanmasından ibarettir. Nitekim Atatürk, “Ben, bir işte nasıl başarılı olacağımı düşünmem; o işe neler engel olur, diye düşünürüm. Engelleri kaldırdım mı iş kendi kendine yürür” diyerek bu silsilenin nasıl işleyeceğinin işaretini veriyor. Aynştayn (Albert Einstein) da “çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum” diyerek başarının sırrını azimde düğümlüyor ve ekliyor “azim paha biçilmezdir. Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin”.
Sonuç olarak, mensubu bulunduğum “Şahinbey Uygulama ve Araştırma Hastanesi” gelişen Türkiye’de başarının anahtarını bu düşüncelerin çizdiği yol haritasında aramış ve en iyiyi bulmayı kendine amaç edinmiş şehrin lider hastanesidir. İyinin düşmanı daha iyidir prensibini düstur edinen hastanemiz, şehir halkına en iyi hizmeti vermek için cansiperane çalışmalarına devam etmektedir. Bu vesileyle süreli çıkan bültenimizin, bu sayısının herkese hayırlı olmasını diliyorum.