Gaziantep Üniversite Hastanesi Haber Bülteni

2000 Deney Hayvanına İstihdam


Gaziantep Üniversitesi bünyesinde yürütülecek deneysel araştırmalar için gerekli her türlü altyapıya sahip Gaziantep Üniversitesi Deney Hayvanları Araştırma Merkezi’ni (GAÜNDAM) bültenimizin bu ayki sayısında işledik.

GAÜNDAM bünyesinde göreve yeni başlayan Veteriner Hekim Filiz Biçici ile hayvan deneyleriyle alakalı merak edilenleri konuştuk.

Uluslararası çalışmalara bakıldığında hayvan deneylerinin en kıymetli araştırma yöntemlerinden biri olduğunu vurgulayan Biçici, “İnsanlarda herhangi bir hastalık grubu üzerinde etik kurallar çerçevesinde çeşitli parametreler incelenmekte ve bu parametrelerin hastalık üzerine etkisi tartışılmaktadır. Etik kurallar çerçevesinde tedaviye destek niteliği taşıyan uygulamalar (egzersiz, gıda takviyesi vb.) yapılarak tedaviye olumlu veya olumsuz etkileri incelenmektedir.  Bu tür araştırmalarda her hasta farklı bir ortamda, farklı stres düzeylerinde ve farklı beslenerek yaşadığından araştırılan parametrelerde standart sapmalar da çok olmaktadır. Bu da araştırmaların bilimsel değerini düşürmektedir. Hayvan deneylerine baktığımızda hepsi aynı yaşta, aynı cinsiyette, aynı genetik altyapıya sahip, aynı saatte uyuyup uyanan, hatta aynı ısı ve nem seviyesine sahip kafeslerde bulunmaktadır. Böylece araştırılmak istenen parametre kesin olarak değerlendirilebilmektedir” dedi.

Veteriner Hekim Filiz Biçici ile gerçekleştirdiğimiz röportajla sizlerleyiz…

 

Öncelikle kısaca kendinizden bahseder misiniz?

 

Aslen Kahramanmaraşlıyım. İlk, orta ve lise öğrenimimi Adana’da, üniversite öğrenimimi ise Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde tamamladım. Evliyim, bir kız ve bir erkek çocuk annesiyim. Öncesinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nda Veteriner Hekim olarak çalıştım. Mayıs ayından bu yana ise Gaziantep Üniversitesi Deney Hayvanları Araştırma Merkezi (GAÜNDAM)  bünyesinde veteriner hekim olarak görev yapmaktayım.

 

Alanınızda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

 

Afyon İl Kontrol Laboratuvarı’nda hayvan hastalıkları bölümünde 2000 yılında veteriner hekim olarak göreve başladım. 2002-2019 yılları arasında ise Gaziantep İl Tarım ve Orman Müdürlüğü Hayvan Sağlığı Şube Müdürlüğü’nde görev yaptım. Bu birimde çeşitli ruhsatlandırma ve denetimlerde çalıştım.

 

Gaziantep Üniversitesi Deney Hayvanları Araştırma Merkezi’nde veteriner hekim olarak göreve başladınız. GAÜN bünyesinde çalışıyor olmak sizde neler hissettiriyor?

 

Köklü bir üniversitenin bünyesinde çalışmak ve GAÜN ailesinin bir ferdi olmak son derece gurur ve mutluluk verici bir duygu. Öğrenme ve araştırma yapmakta özgür bir üniversite bünyesinde çalışmanın ve oraya katkı sağlamanın heyecanını yaşıyorum.

 

GAÜNDAM’dan bahseder misiniz? Burada ne gibi çalışmalar yapılıyor?

 

GAÜNDAM, Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen bir proje (DPT) bünyesinde kurulmuştur. GAÜNDAM, daha önce Prof. Dr. Sabri GÜNGÖR Araştırma Merkezi isimli, Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri’ne ait departmanların bulunduğu binanın restorasyonu ile ileri düzey bir araştırma laboratuvarı seviyesine ulaşmıştır. GAÜNDAM’ın çalışma izni Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’nden 26.10.2015 tarihinde alınmıştır. Böylece Gaziantep Üniversitesi Rektörlüğü araştırma merkezleri bünyesine dâhil edilmiştir. Alınan izin ile GAÜNDAM; kobay, tavşan, fare, hamster ve sıçan türleri için, üretim, kullanım ve tedarik iznine sahip olmuştur.

 

 

Deneysel araştırmalar için gerekli olan altyapı GAÜNDAM’da söz konusu mu?

 

Gaziantep Üniversitesi bünyesinde yürütülecek deneysel araştırmalar için gerekli her türlü altyapı, araştırmalarda kullanılacak deney hayvanlarının uluslararası standartlarda yetiştirilmesi, bakımı ve beslenmesi için gerekli ortamlar GAÜNDAM da bulunmaktadır.

GAÜNDAM ileri düzeyde araştırmaların yapılabileceği,  bağışıklık sistemi olmayan canlıların dahi çalışılmasına imkan verebilen izolatör kafes sistemlerinden, her kafesin ayrı ayrı havalandırıldığı IVC (Individually Ventilated Cages) kafeslere, deney hayvanlarının gıda alım ve atıklarının çok hassas ölçüldüğü metabolik kafeslere sahip bir merkezdir.

Merkez ayrıca, ileri düzey fizyolojik kayıtların, hayvanların vücuduna mikro cerrahi ile yerleştirilen çipler vasıtasıyla alınabileceği, telemetrik kayıt ve analiz sistemi ve çeşitli davranış bozukluklarının tespit edilebileceği tam otomatik davranış sistemi gibi gelişmiş cihazlarla üniversitemizdeki ve bölgedeki tüm araştırmacılarımıza hizmet vermektedir.

GAÜNDAM yaklaşık 2000 adet deney hayvanının aynı anda bakım ve barındırılmasına imkân verecek seviyede, Avrupa Birliği Standartlarına göre dizayn edilmiş, bir deney hayvanı araştırma merkezidir.

 

Size göre hayvan deneyleri neler vaat ediyor? Uluslararası çalışmalara etkisi söz konusu mu?

 

İnsanlarda herhangi bir hastalık grubu üzerinde etik kurallar çerçevesinde çeşitli parametreler incelenmekte ve bu parametrelerin hastalık üzerine etkisi tartışılmaktadır. Etik kurallar çerçevesinde tedaviye destek niteliği taşıyan uygulamalar (egzersiz, gıda takviyesi vb.) yapılarak tedaviye olumlu veya olumsuz etkileri incelenmektedir.  Bu tür araştırmalarda her hasta farklı bir ortamda, farklı stres düzeylerinde ve farklı beslenerek yaşadığından  araştırılan parametrelerde standart sapmalar da çok olmaktadır. Bu da araştırmaların bilimsel değerini düşürmektedir. Hayvan deneylerine baktığımızda hepsi aynı yaşta, aynı cinsiyette, aynı genetik altyapıya sahip, aynı saatte uyuyup uyanan, hatta aynı ısı ve nem seviyesine sahip kafeslerde bulunmaktadır. Böylece araştırılmak istenen parametre kesin olarak değerlendirilebilmektedir. Bu “standardizasyon” nedeniyle uluslararası çalışmalara baktığımızda “Hayvan Deneyleri” en kıymetli araştırma yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.  

 

Hayvan deneyleri deyince insanlar çekimser yaklaşabiliyor. Hayvan deneylerinin gerekliliğinden bahsedebilir misiniz?  Her şey etik kurallar çerçevesinde ilerliyor öyle değil mi?

 

İnsanda uygulama yapılmadan önce (1970’ lerden itibaren), yapılan hayvan deneyleri Nobel ile ödüllendirilmiştir. İlerleyen teknolojiye rağmen günümüzde memeli bir canlının dokularının, hücrelerinin veya sistemlerinin vereceği tepkiler birebir takip edilemediğinden (simülasyon), hayvan deneyleri bir mecburiyet gibi görünmektedir. Bilindiği üzere neredeyse kullandığımız bütün ilaçlar, aşılar insanlardan önce hayvanlar üzerinde denenmektedir. Araştırmalarda kullanılan tüm canlılar insan hayatını korumak veya riske atmamak için insani yöntemlerle acısız bir şekilde kullanılmaktadır. İnsanlık tarihi deneysel olarak doğru araştırılmamış ilaçlar nedeniyle yaşanan bebek ölümleri, düşükler ve çeşitli insan sağlığı trajedileri ile doludur. Bu sebeple hayvanların yerini alacak bir yöntem bulunana kadar en iyi yol bu gibi görünmektedir.

Tek bir farenin araştırmalarda kullanılabilmesi için bile etik kurul iznine gerek vardır. Etik kurallar gayet ciddi bir ekip çalışması ile hayvan severler derneği üyesi, avukat, sivil üye, veteriner hekim ve alanında uzman akademisyenler tarafından değerlendirilmektedir. Daha önce yapılmış çalışmalar, gereksiz sayıda hayvan kullanımları, hayvanlara anestezi verilmemesi ve insani bir şekilde sakrifiye edilmeden sonlandırılan çalışmalara kesinlikle izin verilmemektedir. Tüm bu süreç ise her yıl farklı dönemlerde bakanlık tarafından incelenmekte ve aksi bir durum tespit edildiğinde, çok ciddi para cezaları ve idari yaptırımlar uygulanmaktadır. 

 

GAÜNDAM kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? 

 

GAÜNDAM’da benimle birlikte Sorumlu Veteriner Hekim Dr. Öğr. Üyesi A. Sarper Bozkurt, Veteriner Sağlık Teknikeri Betül Yıldırım, Altyapı Sorumlusu Doç. Dr. Davut Sinan Kaplan, Hayvan bakıcıları Mahli Göydeniz ve Cumali Demirci görev yapmaktadır.

Ayrıca başkanlığını Prof. Dr. A. Tuncay DEMİRYÜREK’ in yürüttüğü HADYEK ile organik bağımız bulunmaktadır.

 

İleriye yönelik projeleriniz nelerdir?

 

Yöneticilerimiz ve mesai arkadaşlarımızla beraber GAÜNDAM’a TSE belgesi almak ileriye yönelik hedeflerimiz arasındadır. Ulusal ve uluslararası kuruluşlara akredite olmanın yanı sıra GAÜNDAM’ı markalaştırmak ve böylece önemli bir referans merkezi haline getirmeyi istiyoruz.

 

Röportaj: Elif EMİROĞLU